Filtreler
Filtreler
Bulunan: 36 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Tür [2]
Yayın Tarihi [5]
Yayın Dili [2]
Editör/Editörler [1]
Arap Gramerinin Gelişim Sürecinde Mısır Dil Ekolü-II

HÜSEYİN ERSÖNMEZ

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 4 ) , pp.35 - 61

Arap nahviyle alakalı çalışmalar erken dönemlerden itibaren başlamıştır. Arapların diğer milletlerle irtibata geçmesi farklı milletlerden insanların İslâm’a girmesine vesile olmuştur. Bu durum ise Arap olmayan Müslümanların, Ku’rân dili olan Arapçayı öğrenmeye meyletmelerine zemin hazırlamıştır. Bu çalışmamızda Mısır’daki gramer faaliyetleri ve burada yetişen dilciler üzerinde durulmuştur. Mısır Dil Ekolü, Basra ve Kûfe ekolü gibi orijinal görüşler ortaya koyamamış, bu iki ekol arasından tercihlerde bulunmuş eklektik bir yapıya sahiptir. Mısır Dil Ekolü Gramer faaliyetlerinin öğretilmesi üzerinde durmuş, bu vesileyle Mısırlı . . . dilcilerin ortaya koymuş oldukları eserler, medreselerde uzun yıllar okutulmuştur. İbnu’l-Hâcib, İbn Hişâm, es-Suyûtî gibi dil âlimleri tarafından temsil edilen Mısır Dil Ekolü, Arap gramerinin gelişim sürecinde, gramer faaliyetlerine çokça katkı sunmuştur. Work related to the Arabic nahv began from early times. The communication of Arabs to other nations has been instrumental in allowing people from different nations to enter Islam. This situation has laid the foundation for non-Arab Muslims to tend to learn Arabic the Qur’an language. In our work, it is focused on grammatical activities in Egypt and the linguists that grow there. The Egyptian Language School has an eclectic structure, which does not reveal original views, such as the Basra and Kufa Schools, but has a preference among these two schools. The Egyptian Language School emphasized the teaching of grammatical activities, so that the works of the Egyptian Language School lecturers were taught for many years in the Madrasas. The Egyptian Language School, represented by language scholars such as Ibnu’l- Hâcib, Ibn Hisam, as-Suyuti, contributed a lot to grammar activities in the development of Arabic grammar Daha fazlası Daha az

Anthony R. BOOTH, Analytic Islamic Philosophy

HARİS MACIC

Derleme | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 9 ) , pp.325 - 327

Kitabın başlığı hangi İslam felsefî geleneğinin kastedildiğini açık bir şekilde ortaya koymakla birlikte, Meşşâî felsefenin analitik olarak nitelendirilmesi alışılagelen bir tercih değildir. Buna ilaveten yazar, Önsöz bölümünün ilk satırlarında felsefe çevrelerinde hâlihazırda tedavülde olan ve yaklaşık yüz senedir genel kabul gören analitik felsefe ve kıta Avrupa felsefesi ayırımını temelsiz bulduğunu ifade etmektedir. Ona göre bu ayırım, iki gelenek arasında esaslı bir farkın (substantial distinction) varlığından ziyade, felsefe yapma tarzına ve birtakım sosyal/ideolojik nedenlere dayanmaktadır. Bu yüzeysel farklılığın ayrıntıları . . .na girmeden yazar, kitaptaki amaçlarının birinin de İslam felsefesinin -B. Russel’in yaptığı gibi- kolay kolay göz ardı edilemeyeceğini ve sanıldığından çok daha fazla ‘analitik’ olarak değerlendirebileceğini çağdaş ‘analitik’ felsefe mensuplarına göstermek olduğunu belirtmektedir (ss. viii-x) Daha fazlası Daha az

İlhan KUTLUER : Felsefi Gök Kubbemiz

MEHMET DEMİR

Derleme | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 5 ) , pp.121 - 124

Günümüz okuyucusuna İslam düşüncesinin temel unsurlarını tanıtmayı amaçlayan ve kendisinin Yitirilmiş Hikmeti Ararken kitabının bir devamı niteliğinde olan Felsefi Gök Kubbemiz, yazarın çeşitli zamanlarda kaleme alınmış beş adet makalesinden oluşmaktadır. Aynı zamanda İlhan Kutluer’in uzun süren akademik serüveninin bir özeti olma hüviyetini de haiz elimizdeki kitap, İz Yayıncılık tarafından 1000. kitap olarak 2017 yılında yayımlanmıştır.

Tasavvuf: Aşk ve Barış Yolu

Yusuf Bilal KARA

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 8 ) , pp.227 - 235

Dünya barışının sac ayaklarından biri olan sevgi hakkında konuşmak önce manasız gibi gelebilir. Herkes düşmanlık, savaş ve çatışmanın, sevgi ve dostluğun arasına girerek sonlarını getireceğini kabul eder. Ancak sevgi ve barış arasındaki ilişkiye daha dikkatli bir inceleme, durumun göründüğü kadar açık olmadığını göstermektedir. Bütün insanlığa hatta kâinattaki her şeye karşı sevgi ve şefkat beslemek çoğu dinin temel öğretisi olduğunu biliyoruz fakat dinler tarihi pek çok savaşa hatta soykırımlara tanıklık etmiş durumdadır. Zamanımızda terör eylemleri dinî hedefler uğruna yapılmaktadır. Olanlar karşısında şu soruya cevap vermek zorun . . .dayız: Birincil hedefleri insanlığa barış, sevgi ve şefkat aşılama olan herhangi bir din ile masum insanları öldürmeye kasteden zulmü ve şiddeti nasıl meşrulaştıracağız Daha fazlası Daha az

Mircea ELIADE Mitlerin Özellikleri

Yusuf Bilal KARA

Derleme | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi. ( 3 ) , pp.155 - 158

Mircea ELIADE Mitlerin Özellikleri Fransızca aslından çev. Sema RIFAT, İstanbul: Alfa Yayınları, 2016; 269 s.

Ahmed Rumî Akhisarî Saruhanî ve Semaî Müennesler Adlı Risalesi

İsmail ERKEN

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 4 ) , pp.135 - 150

Ahmed Rumî Akhisarî Saruhanî (ö. H. 1043) Halvetî Tarikatı şeyhlerindendir. Bu çalışma, Ahmed Rumî Akhisarî Saruhanî’nin Semaî Müennesler adlı risalesinin edisyon kritiğini içermektedir. Hakiki olmayan müennes isimlerin kuralsız olanlarına “semaî müennes” denir. Bu isimler, duyma yolu ile öğrenilirler. Ahmed Rumî de öğrenilmelerini kolaylaştırmak için semaî müennesler hakkında bir risale kaleme almıştır. Ahmad Rumi Akhisari Saruhani (d. H. 1043) was one of the sheikhs of Halvati sect. This study contains the editorial critique of Ahmad Rumi Akhisari Saruhani’s pamphlet named as Semai Muennesler. Irregular feminine words whi . . .ch are not feminine in real called “samai moannath” (auditory feminine words). These names are learned through hearing. Considering the importance of the subject, Ahmad Rumi draft a pamphlet on “samai moannath” to make easier their learning » سماعي مؤنثلر « أحمد رومي آقحصاري صاروخاني ورسالته المسماة ملخص: أحمد رومي آقحصاري صاروخاني )و. 1043 ه( كان واحدا من شيوخ الطريقة الخالوتية. تحتوي هذه الدراسة على تحقيق الرسالة أحمد الرومي آقحصاري صاروخاني المسماة “سماعي مؤنثلر . “ تسمى الأسماء المؤنثة التي هي مؤنث غير حقيقي بالمؤنث السماعي؛ لأنها تُعرف بالسماع؛ ولا سبيل إلى حصرها بقواعد وقوالب. كتب أحمد رومي رسالة لتسهيل دراستها الكلمات المفتاحية: المؤنث السماعي، أحمد رومي، تحقيق Daha fazlası Daha az

İslami İlimler/İlahiyat Fakültelerindeki Hazırlık Sınıfı Öğrencilerinin Arapça Sözlü İletişim Becerilerindeki Öğrenme Güçlükleri (İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğrencileri Örnekliğinde)

Alkhlif Alsalh, Sajed

Makale | 2016 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 3 ) , pp.125 - 151

Bu araştırmada sözlü iletişimin iki yönü (dinleme ve konuşma) açısından Türk öğrencilerin Arap dili öğrenimindeki sorunlarını ele alınmaktadır. Bu çalışmada yapılacak anket ve saha çalışmalarına İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi hazırlık sınıfı öğrencileri örnek olarak seçilmiştir. Bu inceleme boyunca hazırlık sınıfındaki öğrencilerin başka kişilerle yaptıkları sözlü iletişimin iki yönü açısından (dinleme ve konuşma) karşılaştıkları zorluklar, Arap dili öğrencilerinin şikâyetleri de göz önüne alınarak, açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır. Böylece araştırmada bir taraftan öğrencilerin önündeki bu zorlu . . .klar ortadan kaldırılmaya çalışılırken, diğer taraftan da Arap dili hocalarının, başka dilleri konuşanların yaşadığı zorlukların farkına varmalarına yardımcı olmaya çalışılmıştır. Yine bu araştırmada hazırlık sınıfı öğrencilerinin sözlü iletişim öğreniminde karşılaştıkları zorluklar ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Buradan hareketle, Türkiye’deki diğer üniversiteleri kapsayacak şekilde aynı zorlukları genellemek de mümkün olabilir. Daha sonra sözlü iletişim becerileri öğreniminde öğrencilerin karşılaştıkları bütün zorluk seviyeleri belirlenmeye çalışılmıştır. Son olarak da sözlü iletişim becerilerinin öğrenim zorluklarının çözümü için bazı öneriler sunulmuştur Daha fazlası Daha az

Şîa’da Hadisler Arasındaki İhtilafı Gidermede Ehl-i Sünnet’in Görüşüne Muhalif Olan Rivayeti Esas Alma: et-Tûsî’nin İstibsâr’ı Özelinde

İBRAHİM KUTLUAY

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 10 ) , pp.13 - 55

Şîa hadis kaynaklarında, masum oldukları kabul edilen imamlara isnad edilen ahbârda birbiriyle çelişen pek çok rivayetin bulunduğu bir gerçektir. İhtilaf; söz konusu rivayetleri Kur’ân’a arz etme, genelde takıyyeye hamlederek Âmme’nin/Ehl-i sünnet’in görüşüne aykırı olan rivayeti tercih etme; duruma göre zarurete, müstehaplığa ya da kerahete hamletme, te’vil yoluna gitme gibi yollarla giderilmeye çalışılmıştır. Kütüb-i Erbaa musanniflerinden Şeyhu’t-Tâife lakaplı Tûsî, el-İstibsâr’ını ihtilaflı rivayetleri gidermeye tahsis etmiştir. Bu sebeple çalışmamızda, Tûsî’nin el-İstibsâr’ında ihtilafı giderme yollarından Âmme’nin görüşü . . .ne uygun olmayan rivayeti esas alma prensibini nasıl, ne nispette ve hangi meselelerde uyguladığı örnek rivayetler üzerinden tahlil edilecektir. Amacımız, Şîa’nın niçin Ehl-i sünnet’e muhalefet etmeye odaklandığının tarihî, siyasî ve dinî arka planını tespit ve tetkik etmektir. Çalışmamız el-İstibsâr’daki rivayetlerle sınırlıdır. Metot olarak el-İstibsâr taranıp Âmme’nin görüşüne uygun olduğu için reddedilen rivayetler tespit edilecek ve temsil değeri yüksek yeterli örnek üzerinden mesele tahlil edilip sonuca gidilecektir. It is a fact that, there are many contradictory narrations called akhbār and attributed to the infallible imams in the canonical hadīth sources of Shīa. These contradictory was tried to be solved and eliminated by presenting to the Qur’ān, preferring the narration which is against the opinion of ‘Amma / Ahl al-Sunnah, by explaining the opposition narration with dissimulation (taqiyya) in general; and its being necessary matters (darūriyyat), beloved and recommended thing (mustahab), or disapproved (karāha) or to comment it in a suitable way. Shayh al-Tāifa al-Tūsī, who is one of authors of the al-Kutub al-Arbaa, assigned his hadīth book al-Istibsār to resolve these contradictiories among narrations. So, in our study, we will analyse the principle which is one of the ways of resolving the conflict by abandoning the narration which is parallel of the opinion of Ahl al-Sunna and which extent and which matters he applied this method by giving some examples. Our goal is to identify and analyse the historical, political and religious background of why Shīa Imāmiyya focuses on opposing Ahl as-Sunnah. Our work is limited to narrations taking place in al-Istibsār. As a method, we will scan al-Istibsār and determine the narrations which were rejected because it is a parallel of the opinion of Ahl as-Sunnah and analyse the issue choosing sufficient samples with high representation value Daha fazlası Daha az

Modern Hukukta ve Hanefî Mezhebinde Öldürme Türlerinin Maddî ve Manevî Unsurlar Açısından Mukayesesi

AYDIN, Ahmet

Makale | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 7 ) , pp.13 - 42

Bu makalenin amacı, modern hukuk ve Hanefî mezhebinde yer alan öldürme türlerini maddî ve manevî unsurlar açısından mukayese ederek aralarındaki farklılıkları ortaya koymaktır. Maddî ve manevî unsurun etkisi, özellikle failin cezaî mesuliyetinin tespiti noktasında görülmektedir. Bu araştırmada, cezaî sorumluluğun tespitinde, modern hukukta manevî unsurun belirleyici olduğu, Hanefî mezhebinde ise daha ziyade maddî unsurun etkili olduğu tezi savunulmaktadır. The aim of this article is to show the differences between the types of homicide in Hanafi and contemporary criminal law in terms of material and mental elements. The effect of ma . . .terial and mental elements especially can be seen on the criminal responsibility. In this research, we support the thesis that the most important factor in determining criminal responsibility is the mental element in contemporary penal system and the material element in Hanefite law Daha fazlası Daha az

Ebü’l-Hasan el-Eş’arî’nin Siyaset Anlayışı-I

TAHSİN YILDIRIM

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 4 ) , pp.63 - 86

Bu makalemizde ilk olarak, İslam mezheplerinin siyasete ve siyasi konulara ait anlayışları ana hatlarıyla araştırılmaktadır. Daha sonra İslâm dininin büyük çoğunluğunu teşkil eden Ehl-i Sünnet Mezhebi’nin ana ekollerinden biri olan Eş’arîlik mezhebinin kurucusu Ebü’l-Hasan el-Eş’arî’nin yaşadığı dönemdeki sosyo-politik durum ve fikrî gelişmeler, Eş’arî’nin siyasete karşı tutumu ve siyasetle ilgili görüşleri gibi konular ele alınmaktadır. Bu konu incelenmeden önce İslam dininin ana kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünnetinde siyaset, siyaseti çağrıştıran kavram ve görüşler ile Hz. Peygamber sonrası dönemde . . .Müslümanların tarihinde siyasetin gelişim süreci üzerinde durulmaktadır. In this study we have initially given an outline of the understandings of the Islamic sects of politics and some political issues. Afterwards, such issues as socio-political conditions and intellectual developments in the time of Abu Hasan al-Ash’ari, the founder of the Ash’ari sect which is one of the main schools of Ahl al-Sunnah sect and constitutes the great majority of the Muslims, and his attitudes and views towards politics have been discussed. Before dealing with this topic, we have dwelled on the politics, concepts and views that evoke politics in the Quran and the Sunnah of the Prophet, which are the main sources of Islamic Religion, and on the process of development of politics in Islamic history starting from the period of the Prophet onward Daha fazlası Daha az

(النَّعتُ (الصِّفة) في اللُّغَتين العَرَبيّة والتُّركيَّة (دِراسةٌ تَقابُلِيّةٌ

RAMİ ALKHALAFALABDULLA

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi. ( 8 ) , pp.185 - 202

Bu araştırma, Arapça ve Türkçede sıfat konusuyla ilgili ortak ve farklı noktaları incelemektedir. Ayrıca bu konunun öğrenim ve öğretimini kolaylaştıran ve anadili Arapça olmayanlar için hazırlanan kitaplarda nasıl kullanılacağıyla ilgili birtakım önerileri içermektedir. Arapça ve Türkçe dil kitaplarındaki sıfat konusuyla ilgili yaptığımız karşılaştırmalı araştırma neticesinde şu hususları tespit ettik: Türkçede sıfat, mevsuftan önce gelirken, Arapçada mevsuftan sonra gelmektedir. Bunun da Türkiye’deki Arapça öğrenim ve öğretimi üzerinde büyük etkisi bulunmaktadır. Çünkü öğrenci, dili yazarak veya konuşarak öğreneceği vakit, sıfa . . .tın mevsuftan önce geldiğini bilmesi gerekir. Bu bağlamda öğrencilere Arapça ve Türkçenin dil ve yazı sistemi hakkında mutlaka bilgi verilmelidir. Türkçede müzekker ve müennes için Arapçadaki kullanımla tamamen farklı arz eden ortak sigalar kullanılmaktadır. Bu durum Arapça derslerinde öğrencileri büyük ölçüde etkilemektedir. Ayrıca Arapça öğrenen Türk öğrencilerin karşılaştığı zorluklardandır. Arapçadaki sıfat tamlamasında niteleyen ve nitelenen öğe arasında mutlaka müzekkerlik ve müenneslik uyumu olmalıdır. Türkçede ise böyle bir uyum yoktur. Çünkü isim eril olsun dişil olsun Türkçedeki sıfat tamlamasında tek bir siga kullanılmaktadır. Arapçada soru edatları asla sıfat olarak gelmez. Ancak Türkçedeki bazı soru edatları sıfat şeklinde gelirler. Türkçede maktu ve sebebi sıfat bulunmamaktadır Daha fazlası Daha az

Son Dönem Osmanlı Ulemâsından Kayserili Muhammed Sâbit Efendi (Ö. 1311/1893) ve Fatiha Tefsiri Özelinde Tefsirciliği

İSKENDER ŞAHİN

Makale | 2019 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 9 ) , pp.87 - 110

Osmanlı döneminin, zamansal olarak tefsir yazma faaliyetlerinin en önemli safhalarından birini oluşturduğu muhakkaktır. Fakat ne yazık ki çok kıymetli müfessirlerin yetiştiği ve eserlerin meydana getirildiği bu dönem yeterince tanınmamaktadır. Bu makalede, bu yolda küçücük de olsa bir adım atılması gerektiği düşüncesiyle, Osmanlı’nın son dönem ilim adamlarından tamamen unutulmuş bir müfessir olan Muhammed Sâbit Efendi, tefsir ilmindeki yeri ve eseri ele alıp incelemiştir. Müfessirin, tefsire dair elimizde sadece müstakil olarak kaleme almış olduğu Fatiha tefsirinden başka bir eseri yoktur. Dolayısıyla çalışma onun bu tefsiri üz . . .erinden yapılmış bulunmaktadır. Diğer taraftan bu çalışma ile Osmanlı’nın yıkılma ve dağılma döneminde yaşayan bir müfessirin hem tefsir ilmindeki yeri, hem de genel hatlarıyla o dönemin tefsir ilmindeki yerini anlamamıza yarayacak bir veri ortaya konulmak da hedeflenmişti Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms