Bu çalışmada 209 akut serebrovasküler hastalıklı (SVH) hastanın (% 56.0 kadın, % 44.0 erkek; ortalama yaş 65.3 ±11.5) elektrokardiografıleri (EKG) incelenmiş. 62 olgudan oluşan kontrol grubunun EKG’leri (% 43.6 kadın, % 56.4 erkek; ortalama yaş 57,9±17.9) ile karşılaştırılmıştır.
Başvuru anında hastaların % 89.0' ında EKG anormallikleri varken bu oran kontrol grubunda % 53.2 bulundu (p
Thyroid function tests were performed on 44 patients with cerebral palsy (CP) and on 35 healthy children as the control group. In the panent group total triiodothyronin (TT3), total thyroxine (TT4), free triiodothyronin (FT3), free thyroxine (FT4) and thyroid-stimulating hormone (TSH) levels were found in wholly normal ranges. These values have shown no significant difference with respect to those of die control group (p>0.05). It was snüdng that -13 %, 41 % and 55 % of the padents were under 3 percentile according to length, weight and head circumference respectively. Thyroid funcdon tests of the padents with growth retardation had . . . no significant difference fr< m those of the controls and patients without growth retardation. Tne TT4 and FT4 leveis in the patients using phénobarbital were considerably lower than those that are not using it (
Daha fazlası
Daha az
Sağlıklı kişilerde Görsel Uyarılmış Potansiyellerde (GUP) gözlenen hemisferik asimetri için çeşitli yorumlar yapılmıştır. Hemisferler arasında morfolojik asimetri bulunduğunu belirten yayınlar vardır, GUP'lerdeki asimetrinin dama taşı patterni gibi basit uyaranlarla değil, yüz gibi kompleks uyaranlarla ortaya çıktığını belirten yayınlar vardır. Bu konu üzerinde GUP'lere etki yapabilen yaş ve vijilans gibi parametreler açısından homojen olarak kabul edilebilecek bir grupta dama taşı patterni gibi basit bir uyaranla bu konuyu araştırmayı amaçladık. Onbir kız ve 11 erkek tıp fakültesi son sınıf öğrencisinde binoküler dama taşı patterni . . . ile elde edilen görsel uyarılmış potansiyeller Oı, O2 ve 02 noktalarından kaydedildi. Elde edilen sonuçlar ipsilateral ve kontralateral olarak paired t testi ile karşılaştırıldı. Sonuç olarak P100 dalgasını kriter aldığımızda hemisferler arasında herhangi bir farklılık tespit etmedik.
There are some reports about asymmetric visual evoked potentials betvveen two hemispheres in normal individuals. Some reports suggested that this asymmetry is caused by morphologic asymmetry and visual dominance. The other reports suggested that inere are only hemispheric asymmetry in complex stimulus such asface but not in simple stimulus such aspattern reversal. In this stüdy we aimed to search hemispheric asymmetry in a group same in ageand vigilance. We compared ipsilateral and contralateral records with right and left hemifield pattern reversal stimulus. We didn't find statistically significant difference between hemispheres in amplitude and latence of P lOO wave
Daha fazlası
Daha az
Son yıllarda görsel uyarılmış kortikal cevaplarla (Visual Evoked Potentials=VEP) ilgili bulgular mi-grendeki patogenetik proçeslerin açıklanması için önemli sayılabilecek katkılar sağlamıştır. Özellikle hemisferlerden asimetrik VEP kaydedildiğine ilişkin bilgiler bu bakımdan kayda değerdir. Sunulan çalışmada herbir hemisfer kontrlateral yarı görme alanından stitnüle edilerek bioksipital VEP kaydı yapılmış, elde edilen cevapları,' latans ve amplitüt değerleri yaş dağılımı 20-25 yaş arasında değişen normal kontrol grubu, migren gurubu, kla-sik migren gurubu, nonklasik migren gurubu para-metrelerine göre istatistik olarak karşılaştırıl . . .mıştır. Nonklasik migren grubunun sol yarı alan uyarunında Ol ve Oz'den kaydedilen VEP amplitüt ve latans değerleri klasik migren grubununkikre göre istatistiki önemde yüksek bulundu (
Daha fazlası
Daha az
Spastik çocuklar Demeği Isparta şubesine başvuran 55'i kız, 60'ı erkek toplam 115 sercbral palsili (SP) basta çalışmaya alındı. SP nedeni olarak bulduğumuz doğum öncesi faktörler: mikrosefalı (%4), ikiz eşi (%4), gebelikte ilaç kullanımı (%2), maternal enfeksiyon (%2). ailede SP öyküsü (%2) ve diabetik anne (%1) idi. Doğum sırası etkenler içinde en sık rastlanan: %37 ile doğum asfiksisi olup bunu %14 ile düşükgestasyonelyaş ve ağırlık ve %3 ile sûrmatürite izlemekteydi. SP'nin doğum sonrası nedenleri olarak da hastalarımızın %7'sinde hiperbiluribinemi. %5'inde ateşli hastalık öyküsü, %3'ünde korıvulsiyon ve %l'inde travma vardı. Tüm . . . olguların %16'sında sebep tespit edilemedi. Literatür ile karşılaştırıldığında çalışma grubumuzda doğum sırası faktörlerin, özellikle doğum asjîksisinin yüksek olduğu gözlendi. Eğer SP'li çocukların prevelansmı düşürmek istiyor isek doğumların optimal koşullarda yapılmasına ak olarak, annelere hamilelik öncesi ve sürcsince modem labaratııvar imkanları ile desteklenen sağlık hizmeti verilmelidir.
A total of 115 children (55girls and 60 boys) , who are attending to the Isparta Branch of The National Association of Spastic Children, were examined. The cause of cerebral palsy (CP) were determined to be due to the folloiving factors, in order: natal. 54%: unknown. 16%; postnatal, 15%: and prenatal. 15%. Prenatal factors were taking medicine during pregnancy (2%), maternal infection C2%), infants of diabetic mothers (1%). microcephaly (4%). multiple birth (4%) and having a relative with CP (2%). Natal factors of CP were determined to be birth asphyxia (37%), prematurity and low birth weight
Daha fazlası
Daha az
Santral sinir sisteminin oldukça nadir görülen konjenital vaskülcr malformasyonlar grubundan olan kavernomalar; epileptik nöbet yakınması ile başvuran ve cerrahi olarak tedavi edilen bir olgu nedeniyle literatür ışığında gözden geçirildi.Anahtar Kelimeler: Kavernoma, kavernöz hemanjiorna, konjenital vasküler malformasyon.
In this article we prcsented a patient \vith a congenital cavernoma which was a rare congenital vascular rnalfornıation. Patient suffering from epileptic seizures have been operated. Key Words: Cavernoma, cavernous hemangiotna, congenital vascular rnalfornıation.
Bu çatışmada kliniğimizde 1992-1995 yıllan arasında yatarak tedavi gören 8 torakal kora atrofisi olgusu incelendi. Hastalarda torakal kord atrofısinin derecesi ile semptomların başlama süresi arasında bir ilişkinin olmadığı görüldü. Kord atrofisinin semptomların önüne geçtiği tespit edildi.
In this study, 8 thoracal cord atrophy cases that had been admitted in our clinic between the years 1992 and 1995 have been investigated. It was seen that there was no correlation between the degree of cord atrophy and duration of symptoms. Cord atrophy was proved to precede clinical manifestations.
Anaflaksi, enflamatuar reaksiyon ve gecikmiş tip aşırı duyarlılıktaki rolleri kanıtlanmış olan mast hücrelerinin beyin dokusundaki fonksiyonları, lokalizasyonları, fizyolojik ve patolojik olaylardaki rolleri giderek daha fazla araştırılmaktadır. Bu çalışmada, eter anestezisi uygulanan ratlarda, mast hücrelerinin beyin hemisferleri ve cinsiyetler arasındaki sayısal farkları ile lokalizasyonlarının incelenmesi amaçlandı. 10 erkek, 10 dişi, 20 adet albino rat eter anestezisi ile uyutulduktan sonra beyinleri disseke edilerek, sağ ve sol hemisferlerine ayrıldı. %10’luk formalinle fikse edilerek her bloktan eşit aralıklarla 3µ m kalınlığı . . .nda 5’er kesit alındı ve Toluidin-Blue ile boyandı. Preparatların tüm sahaları incelenip mast hücreleri sayıldı ve istatiksel analizleri yapıldı. Mast hücre sayılarında sağ ve sol hemisferler ile dişi ve erkek rat beyinleri arasında istatistiksel olarak belirgin bir fark olmadığı tespit edildi. Mast hücrelerinin genelde meninkslerde ve meninkslere yakın gri cevherde perivasküler olarak yerleşmiş olduğu görüldü.
Mast ceils which were established acts in anaphylaxis and inflammatory reactions, have been recently interested in functions, localization's, physiological and pathological ads :n brain tissue, in this study we aimed to search whether there were any difference of mast cells in some parameters between hemispheres and sexes such as distributions and amount in rats. 10 male and 10 female, total 20 albino rats following anesthesied by ether were decehuted and removed brain divided left and right hemispheres. Materials were fixed by %10 formaline and cut in 5 equal slide and colored by tonidin-Blue. Mast ceils were counted in ever; side. Mast cells in both hemispheres and both sexes were analyzed by student t test. There were any statical important differences between right and left hemispheres and sexes. Mast cells were seen in perivasculer area in the me?iingia and the cortex near the meningi
Daha fazlası
Daha az
Coiling of the artery is a rare morphologic entity most frequently described in the internal carotid artery. Herein we present two cases with symptomatic kinked internal carotid artery: one suffering from paresthesia of the right arm and speech disturbances and the other suffering from weakness of the left half of the body and speech disturbances. Both patients were treated surgically. None of the patients experienced any peri- or postoperative complications.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.