Filtreler
Filtreler
Bulunan: 18 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Dergi Sayısı [5]
Yayın Dili [2]
ÇOCUKLUK ÇAĞI İSHALİNİ ÖNLEMEDE VİDEO VE BROŞÜR İLE YAPILAN EĞİTİMİN ANNELERİN ÖZ-YETERLİLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ

MERVE ŞAHİN MENTEŞE

Yüksek Lisans | 2023 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Amaç: Farklı eğitim yöntemlerinin tek tek (video veya broşür) ya da birlikte kullanılmasının (video+broşür) çocukluk çağı ishalini önlemede annelerin öz- yeterlilik düzeylerine etkisinin incelenmesidir. Gereç –Yöntem: Ön test- son test kontrol gruplu yarı deneysel tasarımdaki araştırma Aralık 2021- Haziran 2022 tarihleri arasında bir aile sağlığı merkezinde yürütülmüştür. Çalışma evrenini bu merkezlere kayıtlı 5 yaşından küçük tüm çocuklar ve anneleri oluşturmuştur (N=266). Basit rastgele örnekleme yöntemine göre anneler örnekleme alınmış, kura yöntemi ile listelerden seçilen, pandemi nedeniyle izole/hasta olmayan 120 anne ile araşt . . .ırma yürütülmüştür. Girişim grubu 30’ar kişilik üç gruba ayrılmıştır (broşür ile eğitim verilen, video ile eğitim verilen ve hem video hem broşür ile eğitim verilen grup). Rutin aile sağlığı merkezi hizmeti alan kontrol grubu da 30 anneden oluşmuştur. Veri toplamada bilgi formu, Erken Çocukluk Çağı İshalini Önlemede Anne Öz-Yeterlik Ölçeği, eğitim materyali olarak İshalin Önlenmesi broşür ve videosu kullanılmıştır. Analizler IBM SPSS 25 programında gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Çocukların yaşı, cinsiyeti, annenin çalışma durumu, anne-babanın eğitim, gelir ve çalışma durumları açısından gruplar arası fark yoktur. Video grubu ailelerin %56,7’si, Broşür grubu ailelerin %63,3’ünün, Video-Broşür grubu ailelerin %80’inin oral rehidratasyon sıvısının (ORS) ne olduğunu bildiklerini ifade ederken kontrol grubundaki annelerin %60’ının oral rehidratasyon sıvısıyı bilmedikleri belirlenmiştir. Girişim sonrası video, broşür ve video-broşür gruplarında bulunan annelerin çoğunlukla oral rehidratasyon sıvısı bilme oranı kontrol grubundaki annelere göre daha yüksektir (p=0,000). Gruplardaki annelerin oral rehidratasyon sıvısı bilme durumuna göre girişim öncesi ve sonrası öz-yeterlilik puanları vi değişmemiştir (p>0,05). Video ve kontrol gruplarında bulunan annelerin yarısının öz- yeterliliklerinin düşük, yarısının ise orta ve yüksek düzeyde olduğu; broşür ve Video- Broşür grubundaki annelerin çoğunlukla düşük öz-yeterlilik düzeyine sahip olduğu belirlenmiştir. Tüm gruplarda annelerin ön test ile son test öz-yeterlilik toplam puan ortalamaları arasında fark bulunmuştur ( Daha fazlası Daha az

0-12 AYLIK BEBEĞİ OLAN ANNELERE VERİLEN KONAK BAKIMI EĞİTİMİNİN BİLGİ DÜZEYLERİNE ETKİSİ

TİLBE ROKOP

Yüksek Lisans | 2023 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

GiriĢ-Amaç: Konak, genellikle saçlı derinin üst tabakalarında meydana gelen kahverengi, sarı renkte pullanmalardır. Temel oluşum nedeni bebeğin saçlı derisinde fazla yağ salgılanması ve bu salgılanan yağların birikimidir. Bu çalışma, 0-12 aylık bebeği olan annelere verilen konak bakımı eğitiminin bilgi düzeylerine etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Yarı deneysel türdeki bu çalışma, Nisan 2023-Temmuz 2023 tarihleri arasında İzmir ilinde Sağlık Bakanlığı‟na bağlı bir aile sağlığı merkezine kayıtlı olan ve 0-12 aylık bebeği olan 33 anne ile yürütülmüştür. Çalışmada, veri toplamak amacıyla araştırmacının hazırladığı ve uzm . . .an görüşleri alınmış olan 16 sorudan oluşan “Anne-Bebek Sosyodemografik Özellikler Formu” ve 18 sorudan oluşan “Bebeklerde Konak Bakımına Yönelik Anne Bilgi Değerlendirme Formu” kullanılmıştır. Annelere araştırmacı tarafından hazırlanan ve uzman görüşleri alınan “Bebeklerde Konak Bakımı” eğitimi ile 20 dakikalık eğitim uygulanmıştır. Annelere eğitim içeriğinden oluşan broşür verilmiştir. Veriler, “Bebeklerde Konak Bakımına Yönelik Anne Bilgi Değerlendirme Formu” ile eğitimden önce, eğitimden iki hafta sonra ve eğitimden iki ay sonra olmak üzere üç kez toplanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS 24 programında tekrarlı ölçümlerde varyans analizi uygulanarak değerlendirilmiştir. Çalışma için etik kurul izni, aile sağlığı merkezi kurum izinleri ve İl Sağlık Müdürlüğü izni alınmıştır. Örneklemdeki annelerden gönüllü olduklarına ilişkin olur alınmıştır. Bulgular: Araştırmada yer alan annelerin %63,6‟sının yükseköğrenim mezunu olduğu, anne yaş ortalamalarının 28,76 olduğu, %72,7‟sinin sezaryen doğum ile dünyaya geldiği, bebeklerin %57,62‟sinin erkek bebek olduğu, bebeklerin %33,3 oranında haftada üç kez, %75,8 oranla sadece şampuan ile yıkandığı belirlenmiştir. vi Annelerin daha önce bebeklerinde konak oluşma durumu %33,3 olarak bulunmuştur. Eğitim öncesi yapılan testte ortalama puan 18 üstünden 6,73 bulunurken eğitim sonrası ikinci haftada yapılan testin puan ortalaması 10,15, eğitim sonrası ikinci ayda yapılan testin puan ortalaması 10,00 olarak bulunmuştur. Buna göre, annelere verilen eğitimden sonra eğitim öncesi ve sonrası testlerinden elde edilen bilgi düzeyleri arasında anlamlı farklılık saptanmıştır ( Daha fazlası Daha az

YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRE VE HEKİMLERİN GÜVENLİ TRANSPORT ALGORİTMASI VE TRANSPORT FİZYOLOJİK STABİLİTE RİSK İNDEKSİ KULLANIMININ TRANSPORT BİLGİ DÜZEYİNE ETKİSİ

YELİZ ELİF GÜNDÜZ

Yüksek Lisans | 2024 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Giriş-Amaç: Yenidoğan bebeklerin gereksinim duydukları bakımı alabilmeleri için farklı merkezlere sevk edilmesi gerekebilmektedir. Bebek ölüm oranlarının azaltılması için yenidoğan transportunun kalitesinin artırılması önemlidir. Bu çalışma yenidoğan yoğun bakım ünitesinde çalışan hemşire ve hekimlerin transport algoritması ve TRIPS (Transport Fizyolojik Stabilite Risk İndeksi) kullanımının bilgi düzeyine etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Yarı deneysel türdeki bu çalışmada, Haziran 2022- Kasım 2023 tarihleri arasında İzmir ilinde S.B.Ü. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev . . .yenidoğan yoğun bakım ünitesinde görev yapan 72 hemşire ve 28 hekim ile toplamda 100 gönüllü ile çalışılmıştır. Çalışmada, veri toplamak amacıyla araştırmacının hazırladığı ve uzman görüşleri alınmış olan 33 sorudan oluşan “Yenidoğanlarda Transport ile İlgili Bilgi Düzeyi Belirleme Formu” kullanılmıştır. Katılımcıların ulaşabileceği yerlere araştırmacı tarafından hazırlanan ve uzman görüşleri alınan 10 basamaktan oluşan “Güvenli Transport Algoritması” ve yenidoğanlarda kullanılan Transport Fizyolojik Stabilite Risk İndeksi (TRIPS) asılmıştır ve sözel olarak anlatılmıştır. Veriler, “Yenidoğanlarda Transport ile İlgili Bilgi Düzeyi Belirleme Formu” ile eğitimden önce ve eğitimden sonra olmak üzere iki kez toplanmıştır. Elde edilen veriler, SPSS 25 programında yapılan ölçümlerle değerlendirilmiştir. Çalışma için etik kurul izni, kurum izinleri ve İl Sağlık Müdürlüğü izni alınmıştır. Bulgular: Araştırmada yer alan katılımcıların %72’sinin 24-30 yaş aralığında olduğu, %79’unun kadın olduğu, %85’inin lisans mezunu olduğu, %35’inin yenidoğan yoğun bakımda çalışma süresinin 0-1 yıl olduğu, %78’inin daha önce vi transport eğitimi almadığı buna karşın %97’sinin bir yenidoğan transportuna eşlik ettiği ve bu taşıma işlemi sırasında %11’inin sorun yaşadığı belirlenmiştir. Katılımcıların %96’sının transport eğitimi almak istediği belirlenmiştir. Hemşire ve hekimlerin yenidoğan transportuna yönelik eğitim öncesi test puan ortalamaları 20,86 ve eğitim sonrası test puan ortalamaları 28,48 olarak saptanmıştır. Ön test ve son test puanları arasında anlamlı farklılık olduğu bulunmuştur ( Daha fazlası Daha az

Attitudes Toward Evidence-Based Nursing: The Situation of Pre- and Post-Graduation

NURAY EGELİOĞLU CETİŞLİ | YASEMİN TOKEM | EKİN DİLA TOPALOĞLU ÖREN | GÜLŞEN IŞIK | SEDA ÇETİN AVCI

Makale | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi6 ( 1 ) , pp.149 - 154

Amaç: Bu çalışmanın amacı kanıta dayalı hemşireliğe yönelik mezuniyet öncesinde ve sonrasında katılımcıların tutumlarını, etkileyen faktörleri belirlemek ve karşılaştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Çalışmanın birinci aşamasında veriler, dördüncü sınıfta öğrenim gören (n=171) öğrencilere Birey Tanıtım Formu ve Öğrencilerin Kanıta Dayalı Hemşirelik Konusundaki Bilgi, Tutum ve Davranışları Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmanın ikinci aşaması mezunlar (n=103) ile yürütülmüştür. İkinci aşamada veriler Kanıta Dayalı Hemşireliğe Yönelik Tutum Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Bulgular: Katılımcıların mezuniyet öncesi ve sonrası kanıta d . . .ayalı hemşirelik konusundaki tutumları arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki bulunmuştur. (r=0,236; p=0,016). Ayrıca mezuniyet öncesinde katılımcıların kanıta dayalı hemşireliğe yönelik tutumu olumlu oldukça, kanıta dayalı hemşireliğin klinik uygulamada sağladığı yararlar konusundaki duyguları da olumlu olmaktadır (r=0,214; p=0,030). Hemşirelik bakımını planlarken kanıta dayalı uygulamalardan yararlanmak, mesleki dergileri okumak ve bilimsel toplantılara katılmak hem mezuniyet öncesi hem de mezuniyet sonrası bireyin kanıta dayalı hemşireliğe yönelik tutumunu etkileyen faktörler arasındadır.Sonuç: Öğrencilerin lisans eğitimi boyunca öğrencilerin kanıta dayalı hemşireliğe yönelik bilgileri, tutum ve davranışları ne kadar geliştirilir ise, çalışma hayatlarında kanıta dayalı hemşireliği uygulama eğilimi o kadar artacaktır. Objective: The aim of this study is to determine and compare participants’ attitudes and influencing factors towards evidence-based nursing before and after graduation.Material and Method: The data in the first stage of the study were collected by using Individual Identification Form and Knowledge, Attitude and Behaviors of Nursing Students Towards Evidence-Based Nursing Scale to the senior (n = 171) students. The second stage of the research was carried out with graduates (n = 103). In the second stage, data were collected by using Attitude Towards Evidence-Based Nursing Scale.Results: A weak positive correlation was found between the attitudes of the participants before and after graduation towards evidence-based nursing (r = 0.236; p = 0.016). In addition, before graduation, the more positive the attitude of the participants towards evidence-based nursing is, the more positive they feel about the benefits of evidence-based nursing in clinical practice. (r=0.214; p=0.030). Utilizing evidence-based practices when planning nursing care, reading professional journals, and attending scientific meetings are among factors that affect the attitudes of individual towards evidence-based nursing both before and after graduation.Conclusion: The more students’ knowledge, attitudes, and behaviors towards evidence-based nursing are increased during their undergraduate education, the more they will tend to apply evidence-based nursing in their working area Daha fazlası Daha az

0-6 Yaş Grubu Down Sendromu Tanısı Olan Çocukların Ailelerine Yönelik Güçlendirme Eğitiminin Sonuçları

PINAR DOĞAN | HATİCE YILDIRIM SARI

Makale | 2021 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi6 ( 3 ) , pp.27 - 32

Amaç: Bu çalışmanın amacı, Down Sendromu tanısı olan çocukların ailelerine verilen güçlendirme eğitiminin etkinliğinin belirlenmesidir. Gereç ve Yöntem: Çalışma, Şubat 2019-Ocak 2020 tarihleri arasında İzmir ilinde bulunan üç özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde yürütülmüştür. Güçlendirme eğitiminde Down Sendromu tanısının ne olduğu, nedenleri, destekleyici tedavi yöntemleri, Down Sendromu tanısı olan çocukların ve ebeveynlerinin hakları ile ilgili annelere bilgilendirme yapılmıştır. Eğitim süresi yaklaşık 90 dakikadır. Araştırma verileri, 0-6 yaş arası Down Sendromu tanısı olan 14 çocuğun annesi ile yüz yüze görüşülerek toplanm . . .ıştır. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından oluşturulan “Aile Bilgi Formu” ve Koren, DeChillo & Friesen tarafından 1992 yılında geliştirilen, Karakul ve arkadaşları tarafından 2018 yılında Türkçe’ye uyarlanan ve geçerlik güvenirliği yapılan “Aile Güçlendirme Ölçeği” kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmada yer alan annelerin yaş ortalamaları 34,85±5,99 yıl (min. 26; maks. 45), babaların yaş ortalamaları 38,57±5,55 yıl (min. 29; maks. 48), ve çocukların yaş ortalaması ise 4,57±1,01 yıldır (min. 3; maks. 6). Aile güçlendirme eğitimi öncesinde ebeveynlerin Aile Güçlendirme Ölçeği ön test puan ortalamasının 115,07±16,76 olduğu, eğitim sonrası ise son test puan ortalamasının 122,35±21,30’a yükselmiş olduğu saptanmış ve istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (z=-2,136; p=0,033). Sonuç: Aile güçlendirme eğitiminin, 0-6 yaş grubu Down Sendromu tanısı olan çocuğa sahip ebeveynler için etkin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Down Sendromu tanısı olan çocukların ailelerinin bireyselleştirilmiş eğitimler verilerek güçlendirilmesi ve verilen eğitimlerin belirli periyodlarla tekrarlanması önerilmektedir. Objective: The objective of this research is to test the effectiveness of the empowerment training given to families with children diagnosed with Down syndrome. Material and Method: The study was conducted between February 2019 and January 2020 in three special education and rehabilitation centers in Izmir. In the empowerment training, information was given about the diagnosis of Down Syndrome, its causes, supportive treatment methods, and the rights of children diagnosed with Down Syndrome and their parents. The training time is approximately 90 minutes. The research data were collected through face-to-face interviews with the mothers of 14 children aged 0-6 years with a diagnosis of Down Syndrome. Family Information Form developed by the researchers and the Family Strengthening Scale developed by Koren, DeChillo and Friesen in 1992 and adapted to Turkish by Karakul et al. in 2018 were used to collect the data. Results: The average age of the mothers in the study was 34.85±5.99 years (min.26; max.45), the mean age of the fathers was 38.57±5.55 years (min.29; max.48), and the average age of the children was 4.57±1.01 years (min.3; max.6). Before the family empowerment training, the average score of the parents’ family empowerment scale was 115.07±16.76. After the training, the average posttest score increased to 122.35±21.30 and was statistically significant (z = -2.136; p = 0.033). Conclusion: It was concluded that family empowerment training given to parents is effective. It is recommended that parents with children diagnosed with Down Syndrome should be empowered by giving individualized training and by repeating the training periodically Daha fazlası Daha az

Hemşirelik Öğrencilerinin Hemşirelik Tarihi Eğitimine İlişkin Görüşleri Hakkında Bir Fenomenolojik Pilot Çalışma

ESRA AKIN | DUYGU YILDIRIM | YASEMİN TOKEM

Makale | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi6 ( 1 ) , pp.97 - 103

Amaç: Bu araştırmanın amacı, ülkemizde hemşirelik okullarında hemşirelik tarihi dersinin ulusal standardizasyonunu sağlamaya yardımcı olabilecek ulusal bir çalışmanın ön çalışmasını yapabilmektir. Bu bağlamda da araştırmada hemşirelik bölümü birinci sınıf öğrencilerinin hemşirelik tarihi eğitimine ilişkin görüşleri incelenmiştir. Gereç ve Yöntem: Araştırma nitel araştırmalardan fenomenolojik araştırma yöntemi kullanılmış olup, odak grup görüşmesi yapılmıştır. Araştırma evrenini, bir üniversitenin hemşirelik bölümü birinci sınıfında öğrenim gören öğrenciler oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi ise araştırmaya katılmayı kabul eden öğ . . .rencilerden amaçlı örnekleme yöntemlerinden olan benzeşik (homojen) örnekleme yöntemi kullanılarak belirlenmiş 7 öğrenci oluşturmuştur. Çalışmanın gerçekleştirilmesi için gerekli izinler alınmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında “Öğrenci Tanıtım Formu” ve “Yarı Yapılandırılmış Görüşme Formu” kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma kapsamına alınan öğrencilerin 4’ü kız, 3’ü erkektir ve yaş ortalaması 19,42±1,65 yıl’dır. Araştırma verilerinin içerik analizi sonucunda mevcut hemşirelik tarihi öğretimine ilişkin “Mesleki Kimlik Gelişimine Katkı”, “Eğitim-Öğretim Süresi”, “Eğitimin İçeriği”, “Eğitim-Öğretim Yöntemi” olmak üzere 4 tema belirlenmiştir. Bu temalarla bağlantılı olarak da 9 tane alt tema belirlenmiştir. Sonuç: Bu çalışma sonuçlarının hemşirelik eğitiminde hemşirelik tarihi eğitiminin ulusal boyutta başka çalışma sonuçlarının şekillendirilmesinde bir dayanak olacağı inancındayız. Abstract Objective: The aim of this research is to be able to carry out a pilot study of a national study which can help to ensure national standardization of nursing history course in nursing schools in our country.In this context, the opinions of the first year students of the nursing department about the education of nursing history were examined in the research. Material and Method: The research was carried out by qualitative research using phenomenological research method, focus group research design. The research population consisted of students who were studying in the first year of the nursing department of a university.The sample of the study consisted of students who were determined using the homogeneous sampling method from the students who agreed to participate in the research. Permission has been obtained for the realization of the study. “Student Description Form” and “Semi-structured Interview Form” were used to collect research data. Results: Among the students included in the scope of the research, 4 are female, 3 are male and 19.42±1.65 year age average. As a result of the content analysis of the research data, 4 themes were defined as “Contribution to Professional Identity Development”, “Duration of Education”, “Content of the Education”, “Teaching Method” of current nursing history course. Nine sub-themes have been identified in connection with these themes. Conclusion: The results of this study suggest that nursing education education in nursing education will be a basis for shaping other study results at national level Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms