Filtreler
Filtreler
Bulunan: 338 Adet 0.001 sn
Koleksiyon [20]
Tam Metin [2]
Eser Sahibi [19]
Yayın Türü [8]
Yayın Tarihi [16]
Yayıncı [20]
Kayıt Giriş Tarihi [20]
Tez Danışmanı [20]
Dergi Sayısı [14]
Yayın Dili [2]
Konu Başlıkları [20]
Dergi Adı [13]
Editör/Editörler [18]
Controlling the Motion of Capillary Driven Interfaces in Channels with Chemical Heterogeneity

Mehmet Alptuğ Boylu

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

The use of self-driven fluids (e.g., droplets, capillary flows) attracts many researchers as the external driving mechanisms are diminished or eliminated. The contact angle hysteresis generates a driving force (a pressure difference across interfaces). This pressure depends on the interaction with the solid substrates and is controlled if one varies the surface energy of the walls. Self-transport and manipulation of interfaces play an important role in the development of microfluidic devices, self-cleaning, water harvesting and heat transfer enhancement. In this study, we search for the effects of surface energy on the motion of int . . .erfaces. To this end, we model the motion of fluid particles and integrate the governing equations using the D2Q9 binary lattice Boltzmann method for the two-phase flow. We, first, validate our solver for canonical static and dynamic problems. We, then, discuss two main contributions; The first one is, for capillary driven flows, we show how to deviate the interface speed from the ones moving in channels with uniform wall energies, the conditions under which the interface stagnates (like a passive valve in a channel). Tuning the wettability of the channel walls, we provide a simple criteria for stopping the interface: the summation of the equilibrium contact angles interface make with the channel walls at the bottom and top wall need to satisfy 𝜃𝑒𝑞 𝑏𝑜𝑡 + 𝜃𝑒𝑞 𝑡𝑜𝑝 ≥ 𝜋. The second contribution is that, by varying the surface energy and fluid viscosities, we systematically study the behavior of single droplets on surfaces, their merging mechanism and equilibrium shapes and motions within confinements Daha fazlası Daha az

Dynamics of Axisymmetric Drops Impacting onto Heterogeneous Surfaces

Atalay SEÇER

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

The way a droplet behaves when it lands on a surface depends on the characteristics of the surface and the flow conditions of the droplet. It can deposit, rebound, splash, etc. There is delimited research on how surface roughness and chemical composition affect the deformation of droplets upon impact, in comparison to the studies done on smooth surfaces. Our model uses two-phase flow to simulate the axisymmetric motion of droplets over surfaces with heterogeneities by combining the Navier-Stokes equations for motion with the Cahn-Hilliard equation for tracking the phase-field. We integrate the problem with a finite element solver (F . . .EM). To accomplish this, we use piecewise linear, 𝑃1, triangular finite elements for the pressure components, and piecewise quadratic, 𝑃2, for the velocity, phase field and chemical potential, in order to integrate the governing equations. We not only discuss the interpolation types of viscosity and phase field but also suggest a new quadratic interpolant for fluids. As a starting point, we examine the effect of droplets impacting onto smooth and chemically uniform surfaces, and compare our findings with experimental results to validate our solver. We show how the maximum spreading diameter, 𝑑𝑚𝑎𝑥, after impact scales over uniform energy surfaces and compare with the literature. Dimensionless parameters Weber, Reynolds, Cahn, Capillary, Peclet numbers and density with viscosity contrasts decide the outcome on the surfaces, however, by manipulating surface energy, it is possible to control the deformation of impacting droplets, even when other parameters are held constant. We designed a wettability pattern, added roughness and observe we could change the fate of an impacting drop Daha fazlası Daha az

Exploring the Impact of Different Potential Update Rules on the Performance of Spiking Neural Networks

ELİF SENA ÖZCAN

Diğer | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Son yıllarda, spiking sinir ağlar (SNN'ler), gerçek nöronların faaliyetini taklit edebilme yetenekleri nedeniyle popülerlik kazanmış ve geniş bir makine öğrenimi uygulama yelpazesine uygun hale gelmiştir. Bu çalışmada, farklı potansiyel güncelleme kurallarının SNN'lerin COVID-19 sınıflandırması için performansına olan etkisini araştırıyoruz. COVID-19 pandemisi, sağlık sistemine eşi benzeri görülmemiş zorluklar getirmiş olup, hastalığın yayılmasını kontrol etmek için erken teşhis önemlidir. CT tarama görüntüleme, hastalıkla ilişkili akciğer anormalliklerini gösteren yüksek çözünürlüklü görüntüler sunması nedeniyle COVID-19 teşhisi iç . . .in güçlü bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda, farklı sinir hücresi modelleri kullanarak SNN tabanlı bir model oluşturmayı denedik ve çeşitli derin öğrenme paketlerini kullandık. Özellikle, klasik İF modeli ve sunmuş olduğumuz birkaç üstel entegre-et ve ateşleme modelinin farklı potansiyel güncelleme kurallarını inceliyoruz. SNN'ler kullanarak CT tarama resimlerinden özellikler çıkarıyor ve denetimli bir Daha fazlası Daha az

Influence of Lignocellulosic Fillers and Interfaces on Thermal and Mechanical Properties of Biocomposites

MUSTAFA ÖNCÜL

Doktora Tezi | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Bu tez çalışması temel olarak beş ana bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın birinci bölümünde daha önce çalışılmamış alternatif lignoselülozik dolgu malzemelerinin özellikleri araştırılmıştır. Bu malzemelerin selüloz, hemiselüloz ve lignin oranları kimyasal kompozisyon analiziyle, molekül yapısındaki bağların tanımlanması Fourier dönüşümlü kızılötesi (FTIR) spektroskopisiyle, kristallografik özellikleri Xışını kırınım (XRD) analiziyle, termal kararlılıkları termogravimetik analiz (TGA) ile ve morfolojik özellikleri taramalı elektron mikroskobu (SEM) kullanılarak incelenmiştir. Böylece budama atığı kiraz ağacı dallarının odun ve kabuk kı . . .sımları için elde edilen sonuçlar literatüre kazandırılmıştır. İkinci kısımda, odun ve kabuk dolgu malzemeleri 100 mikron altı ve 100-250 mikron arası parçacık boyutlarında polipropilenin (PP) içerisine ağırlıkça %5, %10, %15 ve %20 oranlarında katılarak biyokompozit malzeme üretimi gerçekleştirilmiştir. Üretilen bu numunelere çekme, üç nokta eğme ve dinamik mekanik analiz (DMA) testleri yapılarak odun ve kabuk dolgu malzemelerinin ve farklı dolgu malzemelerinin parçacık boyutunun biyokompozitlerin mekanik ve viskoelastik özelliklerine etkisi incelenmiştir. Saf PP referans alınarak üretilen biyokompozitlerin mekanik özellikleri karşılaştırıldığında; 21.2 MPa çekme dayanımı, 1150 MPa çekme modülü, 34 MPa eğilme dayanımı ve 1334 MPa eğilme modülü değerlerine sahip olan ağırlıkça %10 oranda 100 mikron altı odun dolgu malzemesi içeren biyokompozitin diğer tüm dolgu malzemeleri ve oranları içerisinde optimum değerleri verdiği belirlenmiştir. Çalışmanın üçüncü adımında, 100 mikron altı odun dolgu malzemesine, yüzey modifikasyonu için ideal oranının belirlenmesi amacıyla, 60 dakika sabit sürede, %3, %5 ve %10 oranlarında sodyum hidroksit (NaOH) ile yüzey işlemine tabi tutulmuştur. FTIR analiz sonuçlarına göre en etkili modifikasyon parametresi olarak %5 NaOH oranı tespit edilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde, saf PP’nin içerisine ağırlıkça %1, %3 ve %5 oranlarında maleik anhidrit aşılı polipropilen (MAPP) ilave edilmiştir. İdeal katkı oranının belirlenmesi için numunelere çekme ve üç nokta eğme testleri uygulanmıştır. Bu testler sonucunda, 29 MPa çekme dayanımı, 1075 MPa çekme modülü, 47 MPa eğilme dayanımı ve 1864 MPa eğilme modülü değerleri ile en iyi sonuç ağırlıkça %3 MAPP katkılanmış numunede elde edilmiştir. Çalışmanın beşinci ve son adımında ise, tez çalışmasının bu aşamasına kadar elde edilen en ideal oranlar kullanılarak termal ve mekanik özellikleri iyileştirilmiş nihai biyokompozit malzeme üretilmiştir. Bu malzemenin içeriği ağırlıkça %10 oranında %5 NaOH ile modifiye edilmiş 100 mikron altı odun dolgusu ve ağırlıkça %3 MAPP’tan oluşmaktadır (5AT10W-3MAPP). Elde edilen mekanik analiz sonuçlarına göre, bu kompozisyon saf PP ile karşılaştırıldığıda çekme dayanımında yaklaşık %10, çekme modülünde ise yaklaşık %60 oranında bir artış göstermiştir. Benzer şekilde, 5AT10W-3MAPP numunesinin termal özellikleri saf PP ile karşılaştırıldığında biyokompozitlerin termal kararlılığı ve kristalleşme hızlarında sırasıyla 21.5 ℃ ve %5.6 oranlarında iyileşme gözlemlenmiştir Daha fazlası Daha az

Effect of Coating Material on High Temperature Oxidation of Inconel 738LC Superalloy

Simge AVCI

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Inconel 738LC alaşımı nikel bazlı bir süperalaşımdır ve genellikle gaz türbinlerinde, türbin nozullerinde ve türbin bıçaklarında kullanılmaktadır. Gaz türbin motoru bileşenlerinde kullanımı yaygın olan Inconel 738LC çalışma ortam koşulları sebebi ile yüksek sıcaklık ile birlikte yüksek korozyona da maruz kalmaktadır. Bu sebeple, bu malzemenin yüksek sıcaklık mukavemet değeri ve yüksek sıcaklık oksidasyon direnci büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada karbon elementinin Inconel 738 alaşımında mekanik ve mikroyapısal etkileri incelenmiştir. Oda sıcaklığında ve iki farklı yüksek sıcaklıktaki çekme testlerinin sonuçları karşılaşt . . .ırılmıştır. Mikroyapı çalışmaları ile faz yapısına olan etkileri değerlendirilmiştir. 760 ve 982°C'de mekanik özellikler için, düşük karbonlu numuneler daha yüksek akma mukavemeti, çekme mukavemeti ve uzama değerleri vermiştir. Bu sonuçların nedenleri öncelikle γ ve γ' fazlarının azalmasına, dolayısıyla MC ve M6C karbürlerin artmasına ve ayrıca daha düşük karbon içeriği ile tane boyutunun küçülmesine bağlanmıştır. Çalışmanın devamında düşük karbonlu olarak bilinen Inconel 738LC alaşımının iki farklı kaplama türü ile yüksek sıcaklık oksidasyonuna direnci yorumlanmıştır. Kaplama türlerinin, ana metal olan Inconel 738LC ile uyumunun yüksek sıcaklık korozyon testi sonrası yapılan SEM analizleri ile değerlendirmesi yapılmıştır. SEM analizi ile iki farklı kaplama toz alaşımının etkinliği karşılaştırmalı olarak değerlendirilmiştir. 850°C'de yapılan oksidasyon testinde yüzeydeki oksijen oranı kaplanmamış numunede %23 iken, kaplanmış numunelerde %33-36'ya yükselmiştir. Uygulanan iki kaplama türününde Inconel 738 düşük karbonlu malzemesinin çalışma ortam sıcaklığına uygun bulunmadığı görülmüştür. Kaplama alaşımında bulunan baz elementin oksijen afinitesinin sıcaklığa bağlı davranışları da göz önünde bulundurulduğunda refrakter metal olarak bilinen krom bazlı kaplamanın, oksidasyon direncinin daha yüksek olduğu görülmüştür Daha fazlası Daha az

Experimental Investigation and Numerical Modeling of Fiber Reinforced Concrete Beams for Different Failure Modes

Marwan AL SAMAN

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Bu çalışma temel olarak, Beton Plastikleşme Hasar modelinin (ing. Concrete Damaged Plasticity CDP) ve Değiştirilmiş Basınç Alanları Teorisi (ing. Modified Compression Field Theory, MCFT) formülasyonlarının doğrusal olmayan sonlu elemanlar yöntemine uygulanmasının etkinliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Farklı boyutlar, kullanılan çelik lif miktarı, beton dayanımı ve çekme donatısı oranı gibi geniş ölçekli değişkenleri kapsayan iki kiriş grubu üzerinde incelemeler gerçekleştirilmiştir. Birinci grup kirişler literatürden alınmış, ikinci grup kirişler ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Yapı Mekaniği Laboratuvarında tasarlan . . .mış, imal ve test edilmiştir. Temel olarak gruplar, kirişlerin eğilmede veya kesmede kritik davranışa yol açacak tasarımlara sahip olmasına göre ayrılmıştır. Birinci grup, üçü çelik lifli ve ikisi lifsiz olmak üzere beş kiriş numunesinden oluşmuştur. Bu grup eğilmeye bağlı bir göçme tipine neden olacak şekilde tasarlanmıştır. İkinci grup kirişler ise, lif veya etriye içermediklerinde gevrek kesmeden kırılacak şekilde tasarlanmıştır. Yapılan deneysel ve sayısal çalışmalar yük-deplasman davranışı, süneklik ve hasar durumları bağlamında incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, CDP modeli ve MCFT formülasyonu genel olarak eğilmede kritik kirişlerin davranışını belirlemede başarılı olurken, MCFT formülasyonu kesmede kritik olan kiriş davranışını yakalamada yeterli başarıyı gösterememiştir. This study mainly aims to assess the efficiency of implementation of Concrete Damaged Plasticity model and Modified Compression Field Theory formulations into the nonlinear finite element method. The investigation was carried out on two groups of beams in order to cover a wide range of geometry, amount of steel fibers used, concrete strength, and tensile reinforcement ratio. Beams of the first group were taken from the literature and the second group beams were designed, constructed, and tested at the İzmir Katip Çelebi University Structural Mechanics Laboratory. Basically, the groups were separated considering the behavior being either critical in flexure or shear. The first group consisted of five beam specimens, three including steel fibers and two w/o fibers. This group was designed to fail from flexure. On the other hand, the second group of beams were designed to fail from brittle shear when did not contain fiber or stirrups. An investigation and analyze was made on the load-deflection behavior, ductility and crack patterns for the conducted experimental and numerical work. According to the findings, the CDP model and MCFT formulations were generally capable of determining of the behavior of the beams critical in flexure while MCFT formulations provided limited accuracy to capture the shear-critical beam behavior. Daha fazlası Daha az

Comparison of the Methods Used in Acquisition of Private Property in the Scope of Public Interest

Tolga Kahyaoğlu

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Public institutions need movable and immovable property, resource and altitude rights in order to perform their duties and services imposed on them by the constitution and laws. It is possible for public institutions to obtain these needs by renting or purchasing them by making a contract like all other real and legal legal persons. However, if the person who owns the properties or rights required by the Public Institutions does not want to make a contract, or if the price cannot be agreed upon, it will lead to the disruption or non-fulfillment of the duties and services required to be fulfilled by the public institution. For . . . this reason, Public Institutions may have to use the public power witnessed by the Constitution in order to have the properties or rights they need in order to perform their duties and services. Article 35 of the Constitution states that "the property right can only be limited by law for the purpose of public benefit", in accordance with the provision, it is possible with the decision of public interest to own the immovable properties owned by private and legal law persons who are needed and not belonging to the public. In this thesis study; the methods of private owned immovable property acquisition required by the Public Institutions in the scope of public interest decision will be outlined and these methods will be compared according to various criteria and various recommendations will be made as a result. Kamu Kurumları, kendisine anayasa ve kanunlarla yüklenen görev ve hizmetlerini gerçekleştirmek için taşınır ve taşınmaz mallar ile kaynak ve irtifak haklarına ihtiyaç duyarlar. Kamu kurumlarının bu ihtiyaçlarını, tüm öteki gerçek ve tüzel hukuk kişileri gibi sözleşme yaparak kiralamak ya da satın alarak elde etmesi mümkündür. Ancak Kamu Kurumlarının ihtiyaç duyduğu mal ya da hakkın sahibi olan Kişi, sözleşme yapmak istememesi, ya da bedel konusunda anlaşılamaması durumu kamu kurumunca yerine getirilmesi gereken görev ve hizmetlerin aksaması veya hiç yerine getirilememesine yol açacaktır. Bu nedenle Kamu Kurumları görev ve hizmetlerini yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu mal veya haklara sahip olabilmek için Anayasanın kendisine tanığı kamu gücünü kullanmak zorunda kalabilir. Anayasanın 35. Maddesi “mülkiyet hakkı ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabilir” hükmü uyarınca, gereksinim duyulan ve kamuya ait olmayan özel ve tüzel hukuk kişilerinin sahibi olduğu taşınmazların kamuya mal edilmesi kamu yararı kararı ile mümkün olabilmektedir. Bu tez çalışmasında; Kamunun ihtiyaç duyduğu özel mülkiyetteki taşınmazları, kamu yararı kararına istinaden elde etme yöntemlerine ana hatlarıyla değinilecek ve çeşitli kriterlere göre bu yöntemler karşılaştırılacak ve sonucunda çeşitli önerilerde bulunulacaktır Daha fazlası Daha az

GIS-Based Real Estate Legislation Information System Design: The Case of İzmir, Foça

Mert Kayalık

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Dünya nüfusunun 2025 yılında 8.5 milyara, 2050 yılında ise 9.7 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bahsedilen nüfus artışından kaynaklı gelecekte arazinin daha yoğun kullanılacağı öngörülmektedir. Bu sebeple sınırlı ve yenilenemeyen arazinin yönetimi bir zorunluluktur. Söz konusu arazinin yönetiminden bahsederken, bütünleşik parçası durumundaki taşınmazların (ör. Bina, parsel) ve bu taşınmazlara ilişkin mevzuatın (ör. Yasa, yönetmelik) yönetimi de planlanması gereken diğer hususlardandır. Geçmişten günümüze taşınmaz, sahip olduğu ekonomik değerden dolayı vatandaşlar için bir gelir kaynağı olurken, devletler için verginin . . .konusu olmuştur. Dolayısıyla taşınmazın yasal olarak ölçülmesi, tanımlanması ve kayıt altına alınması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaç Kadastro 2014 vizyonunda da yerini almıştır. Tam da bu amaca hizmet eden mevcut çalışmada temel motivasyon, taşınmazlara ait il, ilçe, mahalle/köy, ada, parsel bilgilerini kullarak ya da taşınmazların üzerine tıklayarak farklı kriterlerden dolayı (ör. Maliki, konumu, türü, kullanım amacı, iktisap şekli, takyidatı) tabi olduğu yasal düzenlemeleri tek bir uygulama üzerinden sunmaktır. Bu kapsamda pilot bölge olarak seçilen İzmir ilinin Foça ilçesinde CBS tabanlı bir taşınmaz mevzuatı bilgi sistemi tasarlanmıştır. Bunun için taşınmazla ilgili aktif yasalar (genel ve özel) belirlenerek kapsamlı bir ulusal mevzuat envanteri çıkarılmıştır. Çalışmanın devamında taşınmazlar, konumu ve öznitelikleri dikkate alınarak mevzuatlarla ilişkilendirilmiştir. Bahsedilen ilişkilendirme sonucunda mevzuat bilgisi, yönlendirici link ile birlikte öznitelik tablosundaki yerini almıştır. Bu sayede serbest piyasadaki alım-satım süreçlerinin ardından paydaşların mağduriyet yaşamasının önüne geçileceği öngörülmektedir. Yanlış mevzuata göre yürütülen dava, işlem ve faaliyetlerde ortaya çıkabilecek maddi ve manevi kayıplar da (ör. Para cezası, kullanım kısıtı, taşınmazın kaybı) büyük ölçüde azaltılacaktır. Tüm bunlara ek olarak, bilgi sisteminde kullanılan verilerin güncellenmesini otomatikleştirmek için bir model kurulmuştur. Sonuç olarak her bir taşınmaz için hizmet çeşitliliğini arttırıp, daha doğru kararlar verilmesini sağlayacak mevzuat bilgisi, sade bir ara yüz ile sorgulanabilir şekilde kullanıcıya sunulmuştur It is estimated that the world population will reach 8.5 billion in 2025 and 9.7 billion in 2050. It is foreseen that the land will be used more intensively in the future due to the mentioned population increase. For this reason, the management of limited and non-renewable land is a necessity. While planning the land management, the management of the real estates (e.g. building, parcel) and the legislations (e.g. law, regulation) are other issues that need to be planned. While the real estate is a source of income for the citizens due to its economic value, it has been the subject of tax for the states. Therefore, the need to legally evaluate, define and registry real estates has appeared. This need is also present in the Cadastre 2014 vision. In the current study, the main motivation is to present the legal legislations that real estates are subject to due to different criteria (e.g. owner, location, type, intended purpose, acquisition form, encumbrance). This presentation can be made both by using the province, county, neighborhood/village, block, parcel information of the real estates and by clicking on the real estates. In this context, a GIS-based real estate legislation information system was designed in the Foça/İzmir, which was selected as the study area. For this purpose, a comprehensive national legislation inventory was prepared by determining active laws (general and private) regarding real estate. In the continuation of the study, the real estates were associated with the legislation, taking into account their location and attributes. As a result of the mentioned association, the legislation information is located in the attribute table together with the guiding link. In this way, it is foreseen that the stakeholders will be prevented from experiencing aggrievements after the purchase and sale processes in the free market. Pecuniary loss and intangible damages (e.g. penalties, usage constraints, loss of immovable) that may arise in lawsuits, transactions and implementations will be minimized. In addition to all these, a model has been established to automate the updating of the data used in the information system. At the end of the study, the diversity of services for each real estate has been increased. As a result, legislative information, which will enable more accurate decisions to be made, is presented to the user in a inquirable form with a simple interface Daha fazlası Daha az

Investigation of Use of Lead Oxide Extracted from Recycled Batteries in Radar Absorbing Stealth Technology

Gürkan Ergün

Doktora Tezi | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Radar, uçakların tespiti ve takibi için en yaygın tekniktir. Radar, havacılık trafik yönetiminde vazgeçilmez bir araç olmasına rağmen, uçağın hedefini saldırıp fark edilmeden kaçmasını gerektiren saldırgan askeri operasyonlarda sorun oluşturur. Radar, elektromanyetik dalgaların atmosfere yayılmasını içerir; daha sonra uçaktan yansıyarak bir alıcı antene geri döner. Radar Emici Malzemeler (RAM), uçağın elektromanyetik dalga enerjisini emerek yansıyan sinyalin yoğunluğunu en aza indirmesi prensibiyle çalışır. Gizlilik ve görünmezlik gibi son derece önemli olan gizlilik teknolojisini sağlayan radyasyon emici malzemelerin geliştirilmesi . . . büyük önem taşır. Aynı zamanda, atık pillerin Radar emici malzemelerin üretiminde kullanılması, çok değerli bir rol oynayacaktır. Ayrıca, kurşunun geri kazanılması, kurşun dağılımını çevrede azaltır ve mineral rezervlerini gelecek için korur. Bu tezde, geri dönüştürülen araba pillerinden elde ettiğimiz kurşun oksit ile radar emici malzeme incelenmiştir. İlk olarak, geri dönüştürülen araba pilinin plakalarından Kurşun Oksit çıkarılmıştır. Kimyasal, manyetik (VSM), yapısal (XRD), parçacık boyutu ve elektron mikroskobu (SEM) analizleri, RAM'ların yapımından önce gerçekleştirilmiştir. Atık pillerden elde edilen kurşun oksidin elde edilmesinden sonra, bir sonraki adım, farklı parçacık boyutlarında elekten öğütülmesi ve süzülmesiyle devam etmektir. Örnekler, boyutlarına göre kategorize edildikten sonra, elde edilen kurşun ve kurşun oksit ürünleri poliüretan köpük arasına farklı oranlarda eklenerek ve sıkıştırılarak Radar emici örnekler oluşturulmuştur. Radar emici bileşiklerin radar emici özelliklerini belirlemek için PNA-L Ağ Analizörü kullanılarak ağ analizör testleri yapılmıştır. Sonuç olarak, kurşun oksit ile üretilen farklı tiplerde tasarlanmış RAM'lerin çok düşük yansıma katsayıları ve kabul edilebilir düzeyde iletim katsayıları bulunmuştur Daha fazlası Daha az

Making the Pixels Visible

Işıl Işık Mutlu

Diğer | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Websites are one of the most important components of the internet. We use web browsers every day to browse websites using the internet for searching for information, buying goods, reading news, following online lectures, interacting on social media, etc. When a website is opened, it contains many components that are too complex for an ordinary user to be aware of. By using third-party tracking cookies or pixels added for advertising or analytical purposes, ad networks can track the user on the web. As browser extensions that use filter lists became more successful at blocking cookies, followers began to find alternative ways to iden . . .tify users. One way for followers to identify individuals is to use invisible pixels. In this project, my goal is to perform exploratory data analysis and feature engineering of the dataset, using a previously created invisible pixel dataset, and eventually create a machine learning model that classifies these pixels and convert this machine learning model to suitable form to be used in a browser extension that can be developed Daha fazlası Daha az

Classification of Hand Gestures Using Time-Frequency Analysis and Different Artificial Intelligence Methods

Deniz Hande Kısa

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Hand gesture-based systems are one of the most effective technological advances. Surface electromyography (sEMG) is utilized as a popular input data for gesture classification with elevated accuracy and advanced control capability. In this thesis, which is based on the classification performance of Hilbert-Huang spectrum (HHS) images obtained from Hilbert Huang Transform (HHT) of the sEMG of the gestures, an evaluation of the results of artificial intelligence (AI) methods on hand gesture classification using HHS image is presented.

Artificial Intelligence Based Android Assistant for Colorimetric Detection

Vakkas DOĞAN

Yüksek Lisans | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

A colorimetric analysis is a technique that measures the properties of the substance using color changes in chemical or biochemical analysis. It is vital in analysing biological, medical, and environmental samples in many fields, such as the food, medicine, cosmetics, and paint industries. Colorimetric analysis requires correct measurement and calibration techniques to obtain accurate results.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms