Filtreler
Filtreler
Bulunan: 169 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Veritabanı [3]
Yayın Tarihi [1]
Yayın Dili [2]
Ahmet YAMAN, Fetvâ Usûlü ve Âdâbı

Makale | 2020 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 10 ) , pp.263 - 272

Prof. Dr. Ahmet Yaman’a ait Fetvâ Usulü ve Âdâbı adlı eserin tanıtım ve değerlendirmesi bu çalışmayla yapılmıştır.

COVID-19 Hastalığı ve Pulmoner Fizyoterapi

ELVAN FELEKOĞLU | MELİSSA KÖPRÜLÜOĞLU | İLKNUR NAZ GÜRŞAN | DERYA ÖZER KAYA

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 2 ) , pp.117 - 122

Aralık 2019’da, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak ilan ettiği COVID-19, hastaların temel olarak respiratuar, kardiyovasküler, nörolojik ve kas-iskelet sistemlerini etkilemektedir. Vakaların %15’i şiddetli, %5’i ise ventilasyon ve yaşam desteği gerektiren çok şiddetli klinik tablo ile izlenmektedir. COVID-19 hastaları, bu etkiler sebebiyle hastalığın stabil olduğu erken dönemden itibaren pulmoner rehabilitasyona ihtiyaç duymaktadır. Solunum fizyoterapisi, pulmoner rehabilitasyonun önemli komponentlerinden biridir. Bu derlemede güncel literatür eşliğinde, COVID-19 hastalarının hastane süreci . . .ve taburculuklarında uygulanabilecek solunum fizyoterapi yöntemleri ve uygulamalar sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar ele alınmıştır. COVID-19, which was appeared in Wuhan, China in December 2019 and declared by the World Health Organization a pandemic, affects patients’ respiratory, cardiovascular, neurological, and musculoskeletal systems. 15% of the cases are severe and 5% are followed by a very severe clinical condition that requires ventilation and life support. COVID-19 patients need pulmonary rehabilitation from the early stage on when the disease is stable due to these negative effects. Respiratory physiotherapy is one of the important components of pulmonary rehabilitation. In this review, respiratory physiotherapy methods which can be applied to patients during the treatment inhospital and after the discharge, and points to be considered in the application of these methods are discussed. Daha fazlası Daha az

Zerdüştî Kutsal Metinlerde Ahiret Tasavvuru

ELVAN FELEKOĞLU | MELİSSA KÖPRÜLÜOĞLU | İLKNUR NAZ GÜRŞAN | DERYA ÖZER KAYA

Makale | 2020 | Mîzânü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 10 ) , pp.57 - 83

Günümüz bulguları açısından değerlendirildiğinde sistematik bir ahiret hayatı sunan en eski materyaller Zerdüştîlik içerisinde bulunmaktadır. Söz konusu ahiret hayatı insanın bu dünyada yaptıkları ile şekillenmekte ve dünya hayatı sonrası ödül ve ceza içermektedir. Uhrevi ödül, dönemin yaşayışına uygun olarak, en güzel yiyecekler ve zevkler ile bezenmiştir. Ceza ise bunun aksine türlü işkence ve eziyetlere maruz kalma olarak tasavvur edilmiştir. Zerdüştîliğin en eski kutsal metinlerindeki îmalara dayanarak daha sonraki dinî metinler içerisinde geliştirilen Zerdüştî düalizmi de ahiret inancına ve doktrinlerine yön vermektedir. Zerdüş . . .tî kutsal metinleri daha önceki inançlarda görülmeyen bir husus olarak cismanî bir haşir, cennet ve cehennem tahayyül etmiştir. Çalışmamızda günümüze ulaşan en eski yazılı kaynakların yanı sıra kutsal olarak değerlendirilebilecek en son kaynaklar da dikkate alınmakta ve bu kaynaklardaki ahiret inancına dayalı hususlar konu bazlı tasnif edilerek aktarılmaktadır Daha fazlası Daha az

Diyabette Tıbbi Bakım Standartlarında Değişiklikler

ELİF ÜNSAL AVDAL | BUMİN NURİ DÜNDAR | BARIŞ ÖNDER PAMUK

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 1 ) , pp.25 - 29

Özet Tüm dünyada prevalansı giderek artan Diabetes Mellitus; kronik hiperglisemi ile birlikte karbonhidrat, yağ, protein metabolizmasında bozulmayla karakterize metabolik bir hastalıktır. Diyabetin yönetiminde akut ve kronik komplikasyonların önlenmesinde en etkili yöntem diyabetliye kazandırılması gereken öz yönetim eğitimleri olarak literatürde vurgulanmaktadır. Diyabet sonuçlarını iyileştirmek için çeşitli yöntemleri destekleyen pek çok önemli kanıt mevcuttur. Amerikan Diyabet Birliği’nin “Diyabette Tıbbi Bakım Standartları”, sağlık profesyonellerine, klinisyenlere, hastalara, araştırmacılara ve diğer kişilere diyabet b . . .akımının bileşenlerini, genel tedavi hedeflerini sunmayı amaçlamaktadır. Amerikan Diyabet Birliği, tüm bu kişiler için 25 yıldan uzun süredir en güncel bakım standartlarını her yıl kılavuz olarak yayınlamaktadır. Amerikan Diyabet Birliği’nin klinik uygulama önerileri, diyabetli bireylere önem veren sağlık profesyonelleri için önemli kaynaklar olarak görülmektedir. Bu çalışmada amaç ADA’nın 2019 kılavuzunda nelerin değiştiğini ve nelerin ne amaçla eklendiğini ortaya koymaktır. Abstract Diabetes Mellitus, whose prevalence is increasing all over the world, is a metabolic disease characterized by chronic hyperglycemia as well as carbohydrate, fat and protein metabolism disorders. The most effective method to prevent acute and chronic complications in the management of diabetes is emphasized in the literature as selfmanagement trainings that should be taught to diabetics. There is some important evidence supporting various methods to improve diabetes outcomes. The American Diabetes Association’s Standards of Medical Care in Diabetes aims to provide health professionals, clinicians, patients, researchers and others with the components of diabetes care and the overall treatment goals. The American Diabetes Association has published the most up-to-date care standards annually as a guide for these people for more than 25 years. The American Diabetes Association’s clinical practice recommendations are seen as important resources for health professionals who care for diabetic people. This study aims to reveal what has changed in The American Diabetes Association’s 2019 guideline, what has been added, and for what purpose Daha fazlası Daha az

Hemşirelik Eğitiminde Yenilikçi Bir Öğrenme Yaklaşımı: İşbirlikli Öğrenme

ELİF ÜNSAL AVDAL | BUMİN NURİ DÜNDAR | BARIŞ ÖNDER PAMUK

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 1 ) , pp.19 - 23

Özet Hemşirelik eğitimi bilgi ve beceri açısından yeterli, mesleki değerlere bağlı ve profesyonel hemşirelik rolünü benimsemiş hemşireler yetiştirmeyi amaç edinmiştir. Bunun yanı sıra hemşirelerden liderlik, etkili iletişim kurma ve kendi meslektaşları ve diğer sağlık profesyonelleri ile multidisipliner boyutta gerçekleştirilebilecek işbirliği yapabilme becerilerine sahip olmaları beklenmektedir. Ancak günümüz hemşirelik eğitiminin gerek artan öğrenci sayıları, gerekse öğrenci sayısı karşısında yetersiz kalan öğretim elemanı sayıları nedeni ile bu amacını geleneksel öğretim yöntemleri ile gerçekleştiremediği görülmektedir. Gelenek . . .sel öğretim yöntemlerine karşı işbirlikli öğrenme yöntemi ise hemşirelik eğitiminin amaçlarına hizmet edecek yenilikçi bir öğrenme yaklaşımıdır. Bu derlemenin amacı, yenilikçi bir yaklaşım olan ve hemşirelik eğitiminde etkili sonuçlar ortaya koyan işbirlikli öğrenme yöntemi ile ilgili farkındalık oluşturmaktır. Abstract The main purpose of nursing education is to educate nursing students who are competent in terms of knowledge and skills, who are adhering to professional values and professional nursing role. In addition, they are expected to have leadership, effective communication, and cooperative skills that can be achieved at with their own colleagues and other health professionals within multidisciplinary dimensions. However, current nursing education cannot achieve this objective with traditional teaching methods due to the increasing number of students or inadequate teaching staff. Cooperative learning is an innovative learning approach that will serve the purposes of nursing education. The purpose of this review is to raise awareness about the cooperative learning method, which is an innovative approach and shows effective results in nursing education. Daha fazlası Daha az

Farklı Öğrenme Stillerine Sahip Üniversite Öğrencilerinde Fiziksel Aktivite, Yorgunluk ve Muskuloskeletal Ağrının Karşılaştırılması

İLKNUR NAZ GÜRŞAN | MELİSSA KÖPRÜLÜOĞLU

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 3 ) , pp.243 - 248

Amaç: Üniversite öğrencilerinde öğrenme stilleri öğrenme süreci ve akademik başarı ile ilişkili olup, eğiticiler için önem taşımaktadır. Yapılan çalışmalarda öğrenme stillerinin farklı faktörlerden etkilendiği gösterilmiş olmakla birlikte bu konuda var olan bilgiler çelişkili olup öğrenme stilleri ile fiziksel aktivite, yorgunluk ve muskuloskeletal ağrıyı ilişkilendiren herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Çalışmamızın amacı, farklı öğrenme stillerine sahip üniversite öğrencilerinde fiziksel aktivite, yorgunluk ve muskuloskeletal ağrının karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel olarak planlanan çalışmamıza; 125 gönüllü üni . . .versite öğrencisi [Ortanca yaş; 21 (20/22) yıl] dâhil edildi. Öğrenciler; Öğrenme Stilleri Envanteri ile sahip oldukları öğrenme stillerine göre bedensel, işitsel ve görsel olmak üzere üç gruba ayrıldı. Fiziksel aktivite değerlendirilmesi için Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi Kısa Formu, yorgunluk düzeylerinin değerlendirilmesi için Yorgunluk Şiddet Ölçeği, muskuloskeletal ağrı değerlendirilmesi için İskandinav Kas İskelet Sistemi Sorgusu kullanıldı. Bulgular: Öğrencilerin ortanca total fiziksel aktivite skorları 2220 (1092/3800) MET-dakika/hafta, yorgunluk skorları ise 4 (3/5) idi. Gruplar arasında yorgunluk şiddetleri ve fiziksel aktivite skorları açısından anlamlı fark bulunamadı (p>.05). Görsel öğrenme stiline sahip öğrencilerde bel ve boyun ağrısı görülme yüzdesi diğer gruplara göre anlamlı olarak daha fazlaydı (p.05). The percentage of neck and low back pain in students with visual learning style was significantly higher than the other groups ( Daha fazlası Daha az

Yaşlılık –Kadın ve Cinsellik

İLKNUR NAZ GÜRŞAN | MELİSSA KÖPRÜLÜOĞLU

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 1 ) , pp.15 - 18

Yaşlılık, fiziksel ve ruhsal sağlığın bir daha düzelmeyecek şekilde kaybedildiği, üreticiliğin azaldığı, sosyal izolasyona neden olabilen ve birçok sağlık sorununun başladığı, kabullenmesi zor bir süreçtir. Yaşlı bireyin gereksinimleri genel olarak fiziksel durumu, kronik hastalıklarının olması ve psikolojik destek ihtiyaçları ile belirlenir. Ancak, yaşlıların cinsel sağlık gereksinimleri ve özellikle cinselliğin kadın nüfusu açısından önemi gözden kaçmaktadır. Yaşlılıkta kadın cinsel sağlığı, doğal bir sürecin parçası olarak kabul edilip desteklenmesi gereken bir konudur. Çünkü cinsellik, yaştan bağımsız olarak kadının ayrılmaz bir . . . parçasıdır. Bu derlemenin amacı, cinselliğin yaşlılık sürecinde kadının yaşadığı semptomların ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulamak, yaşlılıkta kadın cinselliğini etkileyen faktörleri açıklamak ve yaşlılıkta kadın cinselliğinin önemi hakkında farkındalık oluşturmaktır Aging is a difficult process to accept in which the physical and mental health has been lost in a way that has never been improved, the productivity has decreased, social isolation and many health problems have begun. The needs of the elderly person are generally determined by their physical condition, the presence of chronic diseases and psychological support needs. However, the sexual health needs of the elderly and especially the importance of sexuality for the female population are overlooked. In senescence, female sexual health is a subject that should be accepted and supported as a part of a natural process. Because sexuality is an integral part of the female, regardless of age. The aim of this review is to emphasize that sexuality is an integral part of the symptoms experienced by the women in the aging process, to explain the factors affecting female sexuality in old age and to raise awareness about the importance of female sexuality in old age Daha fazlası Daha az

COVID-19 Kesin ve Olası Tanılı Erişkin Hastalarda Acil Servis Yaklaşım Stratejileri

YASEMİN TOKEM | GÜLAY OYUR ÇELİK

Makale | 2020 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 2 ) , pp.203 - 209

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19, bulaştırıcılığı yüksek, spesifik bir tedavisi olmayan bir virüstür. Henüz COVID-19 enfeksiyonu tanısı konmamış veya enfeksiyon şüphesi olan hastaların acil durumları nedeniyle günün 24 saati hizmet sunan acil servis başvurularında; hem diğer hastaları hem de sağlık çalışanlarını korumaya yönelik özel tedbirlerin alınması gereklidir. Bu anlamda hastalarla ilk temas yeri olan acil servis hizmetlerinin niteliği önem taşımaktadır. COVID-19 etkenine ilişkin hala birçok bilinmeyenin olduğu günümüzde, koruyucu önlemlerin alınması için tasarlanmış ve Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanmış, sağlık ça . . .lışanlarına kılavuzluk eden ve tüm ülkede aynı şekilde hareket etmeyi sağlayan kılavuzlar sürece önemli şekilde yol göstermektedir. Acil servise başvuran hastaların öncelikle COVID-19 açısından ekarte edilmesi çok önemlidir. COVID-19 negatif veya pozitif olan hastalara yönelik farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu yazı; hastanelerin acil servis birimine başvuran tüm hastaların COVID-19 açısından ön değerlendirmesinin yapılmasında ve COVID-19 pozitif çıkmış farklı hasta gruplarına yaklaşımda dikkate alınacak girişimleri içermektedir. Anahtar Kelimeler: COVID-19, acil servis, acil tedavi, kardiyopulmoner resusitasyon COVID-19, which affects the whole World, is a highly infectious virus that has no specific treatment. In emergency applications, which are available 24 hours a day due to the emergency of patients who have not yet been diagnosed with COVID-19 infection or who are suspected of infection; special measures must be taken to protect both other patients and health professionals. Therefore, the quality of emergency services which is the first place of contact with patients, is important. At the present time, where there are still many unknowns related to the COVID-19 factor, the guidelines which was designed for taking precautions and was prepared by the Ministry of Health guiding all health professionals and resulting to act invariably throughout the country, lead the process greatly . It is particularly important to exclude patients in terms of COVID-19 when they are applying to the emergency department. There are different approaches to patients with COVID-19 negative or positive. The present paper includes the interventions to consider for performing pre-evaluation of all patients admitted to the emergency department of hospitals related to COVID-19 and for approaching to different patient groups that have been diagnosed positive for COVID-19 Daha fazlası Daha az

COVID-19 ve İzolasyon Sürecinin Çocuklar Üzerindeki Olası Psikososyal Etkileri

GÖZDE AKOĞLU | BEDRİYE TUĞBA KARAASLAN

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 2 ) , pp.99 - 103

Yeni Koronavirüs dünya çapında yaygınlaştıkça ulusal sağlık politikalarına bağlı olarak farklı ülkelerde izolasyon süreçlerine ilişkin önlemler alınmaya başlanmış, birçok ülkede sosyal mesafeyi koruma ve ev ortamında bireysel izolasyon gibi uygulamaların hayata geçirilmesi ile yayılmanın önlenmesi hedeflenmiştir. Ne var ki virüsün birincil olarak yaşlı nüfusu önemli ölçüde tehdit eden yaşamsal etkileri, yapılan birçok çalışmada yetişkin nüfusa odaklanılmasına, çocukların eğitim ve öğretim süreçleri dışındaki akut psikososyal gereksinimlerinin ise çoğu zaman göz ardı edilmesine neden olabilmektedir. Oysa yapılan çalışmalarda, pandemi . . . gibi öngörülemez bazı durumların çocuklar üzerinde kısa ve uzun dönemli olumsuz psikososyal etkileri olduğu bildirilmiştir. Bu noktadan hareketle yazılan bu gözden geçirme çalışmasında, yaşanan pandemi sürecinin çocuklar üzerindeki olası psikososyal etkileri ilgili alanyazın eşliğinde ele alınmıştır. As the new Coronavirus becomes widespread around the world, precautions regarding the isolation processes have been taken in different countries depending on the national health policies, and in many countries preventing the spread was aimed by implementing practices such as individual isolation in the home environment. However, the vital effects of the virus that primarily threaten the elderly population can lead to focusing on the adult population in many studies, and the acute psychosocial needs of children outside the education and training processes can often be neglected. However, studies have reported that some unpredictable conditions such as pandemics have short and long-term negative psychosocial effects on children. In the present review study, which is written from this point of view, the possible psychosocial effects of the pandemic process on children are discussed with the related literature Daha fazlası Daha az

Düzenli Fiziksel Aktivite ve Egzersiz Alışkanlığı Olan ve Olmayan Üniversite Öğrencilerinin Fiziksel Uygunluklarının Karşılaştırılması: Ön Çalışma

DERYA ÖZER KAYA | İLKNUR NAZ GÜRŞAN | SEVTAP GÜNAY UÇURUM | YUSUF EMÜK | NURULLAH BÜKER | DİLEK ONGAN

Makale | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi5 ( 3 ) , pp.249 - 254

Amaç: Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz alışkanlığının çok sayıda fizyolojik yararı olduğu bilinmesine rağmen, genç yetişkinlerde fiziksel uygunluğa etkisi net değildir. Bu çalışmanın amacı düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz alışkanlığı olan ve olmayan üniversite öğrencilerinin sağlıkla ilişkili fiziksel uygunluk parametrelerinden kardiyorespiratuar endurans ve vücut kompozisyonlarının karşılaştırılmasıdır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 16’sı erkek toplam 29 üniversite öğrencisi (ortalama yaş; 20.4 ± 1.5 yıl) katıldı. Öğrencilerin demografik özellikleri ve kardiyovasküler risk faktörleri sorgulandı. Fiziksel aktivite ve egzersiz . . . alışkanlıkları kaydedildi. Haftada en az 3 kez orta şiddette fiziksel aktivite yapan öğrenciler düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz alışkanlığı olan grup olarak belirlendi. Fiziksel uygunluk değerlendirmesinde, vücut kompozisyonu; beden kütle indeksi, bel kalça oranı ve biyoelektriksel impedans analizi kullanılarak, kardiyorespiratuar endurans ise UKK 2 km Yürüme Testi ile değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin 15’inde (%51,7) düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz alışkanlığı vardı. Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz alışkanlığı olan ve olmayan öğrencilerin vücut kompozisyonları benzer bulundu (p>.05). Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz alışkanlığı olan grubun yürüme testini bitirme süresi daha kısa ve maksimal oksijen tüketimi daha yüksekti (p.05). The group with regular physical activity and exercise habits had shorter duration of running and higher maximal oxygen consumption ( Daha fazlası Daha az

Demokrat Parti döneminde Menemen (1950-1960)

Yücebaş, Oğulcan

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Özet:Menemen, tarih boyunca birçok farklı devletin egemenliği altına girmiştir. Menemen'in Türk hâkimiyetine giriş süreci ise Saruhanoğulları'nın, bölgeyi topraklarına katmasıyla başlamıştır. İlçenin, Osmanlı İmparatorluğu'na bağlanması 1425 yılında II. Murad döneminde olmuştur. 494 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun toprağı olan Menemen, 21 Mayıs 1919 günü Yunan işgaline uğramıştır. 10 Eylül 1922 tarihinde Türk ordusunun ilçeye girmesiyle özgürlüğüne kavuşan Menemen, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ise Kubilay Olayı ile gündeme gelmiştir. Menemen ile ilgili farklı dönemler ve olaylar hakkında araştırmalar olmakla birlikte . . ., ilçenin Demokrat Parti dönemindeki durumunu inceleyen bir çalışma bulunmaması tezin konusunun belirlenmesinde etkili olmuştur. 1950 yılında Demokrat Parti'nin Türkiye'de iktidara gelmesinin ardından, Menemen'in önemi başta ekonomi olmak üzere artmıştır. İlçenin iktisadî anlamda ön plana çıkmasında etkili olan gelişmelerden biri, Menemen Ovasında yapılan ziraî sulama faaliyetlerinin daha modern tarımsal aletlerle gerçekleştirilmesi sonucunda ürün çeşitliliğinin artmasıdır. Menemen'in ekonomik anlamda öneminin artması, ilçede yetiştirilen ürünlerden elde edilen ihracat gelirlerinin yükselmesiyle olmuştur. Demokrat Parti'nin ziraat alanında uyguladığı ve tarımda makineleşmeye dayanan politikaları da ilçede yaşanan iktisadî gelişmenin artmasında etkilidir. Menemen'in ekonomik anlamda refah düzeyinin yükselmesiyle birlikte, ilçenin sosyal ve kültürel hayatında da ilerleme yaşanmıştır.Summary:Menemen has been under domination of various states over the history. Menemen's process of getting into the sovereignty of Turks started when Saruhanogulları took the region to its territory. The district was connected to the Ottoman Empire in 1425. Menemen, which was the territory of Ottoman Empire for 494 years, was put under the occupation of Greek on May 21, 1919. Menemen, which was able to earn its freedom when the army of Turks went into the district on September 10, 1922, was recognized with the Kubilay Incident in the first years of the Republic of Turkey. Even though there were researches of different periods and incidents about Menemen, the fact that there were not any studies about the situation of district in Democratic Party period has affected the process of assigning the subject of the thesis. Menemen's importance increased especially in the economical field when the Democratic Party came to power in 1950. One of the developments in making the district stand out in the economic terms is the increase in the agricultural diversity as a result of the agricultural irrigation activities carried out with the modern tools in the Menemen Plain. The increase in economic importance of Menemen has been due to the increase in the export revenues obtained from the growing products in the district. Democratic Party's policies based on machinery in terms of agriculture are also effective in increasing the economic development of the district. With the increasing prosperity level of the district in the economical field, there were also developments in the social and cultural life of Menemen Daha fazlası Daha az

Günümüzde dini bir akım olarak Erenköy cemaati ve dini görüşleri

Açık, Hatice

Yüksek Lisans | 2020 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

ÖzetErenköy Cemaati ile ilgili birden fazla çalışma yapılmıştır bunlar Barış Ermiş Günümüz dini grupların siyesetle ilişkisi (Altınoluk/Erenköy Cemaati)Şeyma Midilli, Erenköy Cemaatinde kadın sohbetleri İçerenköy semti örneği, Emine Merve Aksoy, Cemaate katılımı etkileyen sosyal faktörler ve etkileri: Kayseri Erenköy Cemaati örneği. Bende Erenköy Cemaatinin dini görüşlerini Mezhepler Tarihi açısından tespit etmek istedim. Buradaki amacım Erenköy Cemaati’nin dini yapısını Mezhepler Tarihi açısından incelemektir. Bu tezde literatür çalışması yapılmıştır, Altınoluk dergisi üzerinden cemaatin dini yapısı ortaya konulmaya çalışılmış ve t . . .ez saha çalışması ile de desteklenmiştir.SummaryThere have been more than one study about the Erenköy community Barış Ermiş relationship of today's religious groups with siyesetle (Altınoluk/Erenköy community) Şeyma Mytilene, women's conversations in Erenköy community the example of the District of Içerenköy, Emine Merve Aksoy, social factors affecting participation in the communityand their effects: the example of the Kayseri Erenköy community. I wanted to determine the religious views of the Erenköy community in terms of the history of sects. My aim here is to examine the religious structure of Erenköy Parish in terms of the history of sects. In thisthesis, a literature study was carried out, the religious structure of the congregation was tried to be revealed through Altınoluk magazine and the thesis was supported by field work Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms