Filtreler
Filtreler
Bulunan: 10 Adet 0.001 sn
Tam Metin [1]
Yayın Tarihi [1]
Dergi Sayısı [2]
Yayın Dili [1]
Editör/Editörler [1]
Kalp yetersizliği hastalarının öz bakım becerilerini gerçekleştirme düzeylerinin bakım veren yükü üzerine etkisinin incelenmesi

YURDAGÜL TEKİN

Yüksek Lisans | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETKalp yetersizliği hastalarına bakım verenler birçok sorunla karşılaşmakta ve bu durum bakım verenlerin yaşamını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle bu çalışma kalp yetersizliği hastalarının öz bakım becerilerini gerçekleştirme düzeylerinin bakım veren yükü üzerine etkisini incelemek amacıyla yapıldı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesinde Kardiyoloji Kliniğinde yatışı yapılan veya Polikliniğe kontrol amaçlı başvuran ve New York Heart Association (NYHA) kalp yetersizliği sınıflamasına göre 2, 3 veya 4. evrede olan 150 kalp yetersizliği hastası ve onların bakım verenleri araştırmaya dahil edildi.Araşt . . .ırmaya başlamadan önce İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan ve İzmir İli Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğinden yazılı izinler alındı.Araştırma verilerinin toplanmasında Hasta Bilgi Formu, Bakım Veren Bilgi Formu, Avrupa Kalp Yetersizliği Öz-Bakım Davranışı Ölçeği ve Zarit Bakım Verme Yükü Ölçeği kullanıldı. Verilerin analizi bilgisayar ortamında istatistik paket programı kullanılarak gerçekleştirildi. Ölçek puanlarının hesaplanmasında aritmetik ortalama ve standart sapma, ölçek puanlarının karşılaştırılmasında korelasyon analizi, verilerin parametrik veya parametrik olmadığını belirlemek için verilerde Kolmogorov Smirnov Testi uygulandı.ABSTRACTCaregivers of heart failure patients have many problems and this negatively affects caregivers' lives. For this reason, this study was conducted to examine the effect of the levels of self-care skills of heart failure patients on caregiver burden. In izmir Katip Çelebi University Atatürk Educational and Research Hospital, 150 heart failure patients who were admitted to the Cardiology Clinic or who applied for polyclinic control purposes and were in the 2nd, 3rd or 4th stage according to the New York Heart Association (NYHA) heart failure classification were included in the study.Prior to the start of the research, a written permission was obtained from the Non-Interventional Clinical Research Ethics Board of İzmir Kâtip Çelebi University and the General Secretariat of the Union of Public Hospitals of the Southern Region of İzmir Daha fazlası Daha az

Topuk kanı alma sırasında uygulanan kanguru bakımının yenidoğanın ağrı puanına etkisi

Yücel, Gülen

Yüksek Lisans | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETGirişim ve kontrol grubundaki yenidoğan bebeklerin doğum şekli, cinsiyeti, gestasyon haftası, postnatal yaşı, doğum kilosu (vücut ağırlığı), boyu ve baş çevresi arasında fark bulunmamıştır. İki gözlemcinin yenidoğan bebek ağrı puanları ölçümleri arasında mükemmel uyum saptanmıştır (98.8-100).Birinci topuk kanı alma işleminde girişim ve kontrol grubundaki yenidoğanların ağrı puan ortalamaları arasında fark saptanmamıştır. İkinci kan alma işlemi sırasında kanguru bakımı verilen yenidoğanların ağrı puan ortalamasının (3.13±2.33) kontrol grubundaki yenidoğanlara (6.10±.96) göre anlamlı şekilde düşük olduğu saptanmıştır (p.05). Sonuç . . . olarak tekrarlayan ağrılı girişimlerde kanguru bakımının işlem sırasında ağrı puanını düşürdüğü saptanmıştır.ABSTRACTThroughout the studies with newborns, the effect of kangaroo care has not been examined with regard to repeated pain interferences with term infants. The aim of the study is to analyze the effect of kangaroo care applied during the heel blood draw on the pain point of newborns.It is randomized controlled experimental study. 60 newborns, 30 experimental group, 30 control are included in the study who were diagnosed as hyperbilirubinemia within moderate risk group, born mature and on the 2nd-7th days of life. In the unit of the research, 1-2 ml of 25 of sucrose solution was given orally 2 minutes before the procedure to all the newborns who had difficulty in oral intake. Clinical routine was applied to the newborns in the control group in times of pain interference. As for the newborns in the experiment group, 30 minutes of kangaroo care was given before the last pain interference and 25 of oral sucrose solution, applied routinely in clinic, was given right before the procedure. The researcher drew heel blood properly and two independent observers evaluated the pain point via NIPS scale during and two minutes after the procedure Daha fazlası Daha az

Web destekli öğretimin hemşirelerin ilaç uygulamalarına ilişkin bilgi düzeyine etkisi

Mercan, Sevil

Yüksek Lisans | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETAraştırma web destekli öğretimin hemşirelerin ilaç uygulamalarına ilişkin bilgi düzeyine etkisini belirlemek amacıyla öntest-sontest karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Çalışma, 01 Haziran 2016-01 Şubat 2017 tarihleri arasında İzmir iline bağlı bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalışan ve araştırmaya katılmaya gönüllü hemşirelerle (n30) yürütülmüştür. Araştırmanın temelini oluşturan web sitesi araştırmacılar tarafından belirlenmiş ilgili arayüzler doğrultusunda yazılım uzmanı tarafından tasarlanıp, kurulmuştur. İlgili web sitesinde literatür doğrultusunda hazırlanmış ilaç uygulamalarının teorik ve uygulama boyutuna dair ilgi . . .li power-point sunumları ve minitestler yer almıştır. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından hazırlanan Hemşire Tanıtım Formu (EK I), İlaç Uygulamaları Bilgi Formu (EK II) ve İlaç Dozu Hesaplama Bilgi Formu (EK III) ile toplanmıştır. Araştırmaya katılmayı kabul eden hemşirelere web destekli öğretim öncesi ilgili web sitesi kullanımı ve araştırma süreci hakkında bilgilendirme toplantısı yapılıp, veri toplama formları uygulanmıştır. Hemşirelerin web sitesine yüklenen ilaç uygulamalarına ilişkin sunumları sırası ile izleyip web sitesine yüklenen minitestleri yanıtlamaları sağlanmıştır. Bu eğitim süreci 8 aylık bir süreçte tamamlanıp, hemen bitiminde araştırmanın veri toplama formları hemşirelere tekrar uygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, ortanca, bağımlı gruplarda t testi, McNemar testi kullanılmıştır. Hemşirelerin “İlaç Uygulamaları Bilgi Formu” öntest toplam puan ortalaması 0,63±0,92 sontest toplam puan ortalaması 3,03±2,44 olarak belirlenmiş olup, aralarındaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (t-6,228, p0,000). Hemşirelerin “İlaç Dozu Hesaplama Bilgi Formu” öntest puan ortalaması 9,93±4,05 son test puan ortalaması ise 13,26±1,57 olup, aralarındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlenmiştir (t-5,066, p0,000). Tüm bu sonuçlar doğrultusunda web destekli öğretimin hemşirelerin ilaç uygulamalarına ilişkin bilgi düzeyini arttırdığı belirlenmiştir.ABSTRACTMercan S, Impact Of Web Based Learning On Nurses' Level Of Knowledge In Medication Administration İzmir Katip Çelebi University, Institute of Health Sciences, Department of Nursing, Graduate Program in Principles of Nursing, Master of Science Thesis, İzmir, 2017.The aim of this study was determining the effect of web-based teaching on nurses’ knowledge level in medication administration. The study had a pretest-posttest quasi-experimental design and was performed with nurses working at a Training and Research Hospital in İzmir between June 1st, 2016 and February 1st, 2017 and volunteered to participate (n 30). The web site, which constituted the basis of the study, was designed and published by web designers according to the descriptions and interfaces determined by the researcher. The web site contained power-point presentations and mini-tests related to theoretical and practical aspects of medication administration prepared in light of the relevant literature. The data were collected through the Nurse Identification Form (Appendix I), the Information Form for Medication Administration (Appendix II), and the Information Form for Drug Dosage Calculation (Appendix III) prepared by the researcher. In the introductory meeting, the subjects were given instructions about the process and about how to use the website then they filled out the data collection forms. The subjects were asked to examine the presentations about medication administration and to answer the mini-tests on the web site. This training process was completed within a period of eight months then the data collection forms re-administered to the subjects. The data were presented as counts, percentage, mean, standard deviation, and median paired-samples t test and McNemar test were used in data analysis. The average pre-test and post-test scores of the subjects on the “Information Form for Medication Administration” were 0.63 ±0.92 and 3.03 ±2.44, respectively the difference was statistically significant (t-6.228, p0.000). The average pre-test and post-test scores of the subjects on the “Information Form for Drug Dosage Calculation” were 9.93 ±4.05 and 13.26 ±1.57, respectively the difference was statistically significant (t-5.066, p0.000). It has been concluded in light of these findings that the web-based teaching improved nurses’ knowledge level in medication administration Daha fazlası Daha az

Yoğun Bakım Ünitelerinde Ağrı Kontrolünde Hemşirenin Rolü

Mercan, Sevil

Makale | 2018 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 3 ) , pp.31 - 38

Yoğun bakım ünitelerinde anksiyete ve ağrıya özellikle mekanik ventilatör desteği alan hastalarda sıkça rastlanmaktadır. Hastaların ventilatör ile uyumsuzluklarını, anksiyetelerini, ağrılarını ve yoğun bakım anılarını hatırlamalarını azaltmak, endotrakeal tüp, vasküler kateter gibi araçları çıkarmalarını önlemek, hasta bakım hizmetlerinin yeterliliğini arttırmak, hasta bakım hizmeti verenleri hastanın ajite hareketlerinden korumak amacıyla yoğun bakım ünitelerinde sedasyon ve analjezi uygulanmaktadır. Yoğun bakım ünitesinde yatan hastaların deneyimledikleri ağrının yönetiminde çeşitli analjezikler uygulanmaktadır. Analjeziklerin kul . . .lanılamadığı ya da etkilerinin yetersiz kaldığı durumlarda ya da farmakolojik ilaç gereksinimini azaltmak için hemşireler tarafından ağrı yönetiminde farmakolojik olmayan uygulamalar kullanılmaktadır. Bu yazıda hemşirelik yönü ile yoğun bakım hastalarında ağrının önemi, ağrıya neden olan faktörler, ağrı belirti ve bulguları, değerlendirmesi ve tedavisine yer verilmiştir Anxiety and agitation in intensive care units are very common especially among patients receiving mechanical ventilation. To reduce patients’ incompatibilities with ventilation, to reduce their anxiety, to help them remember negative intensive care unitrelated memories as little as possible, to prevent them from removing the endotracheal tube, vascular catheter to promote the adequacy of patient care services and to protect patient care providers from agitated patients, sedation and analgesia are performed in intensive care units. Various analgesics are administered in the management of the pain experienced by patients in intensive care units. Nurses resort to nonpharmacological practices to manage patients’ pain, in case analgesics are not available or their effectiveness is inadequate, or they want to limit patients’ pharmacological drug requirements. In this article is to bring together the nursing knowledge and the importance of pain in intensive care patients, pain-related factors, signs and symptoms of pain, assessment, management and treatment are given in nursing Daha fazlası Daha az

Hastanede Öğrencilere Verilen Oryantasyon Eğitiminin Etkinliğinin Değerlendirilmesi

Mercan, Sevil

Makale | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 1 ) , pp.9 - 14

Amaç: Araştırma, hastanede öğrencilere verilen oryantasyon eğitiminin öğrencilerin uyum süreci üzerine etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Araştırmanın örneklemini, İstanbul Anadolu yakasında hizmet veren kadın hastalıkları doğum ve çocuk hastanesine staj için gelen 217 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verileri, araştırmacılar tarafından hazırlanan katılımcıların tanıtıcı özellikleri ve hastane hizmet sürecine yönelik soruları içeren 23 soruluk ö n-test ve son-test anket formu ile elde edilmiştir. Öğrencilere oryantasyon eğitimi öncesinde ön-test ve eğitim sonrası son-test ygulanmıştır. Veriler . . .SPSS programında yüzdelik hesaplama, t-test ve varyans analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin ön-test puanları incelendiğinde; en yüksek puanın %80 ile iletişim konularında alındığı, en düşük puanın %64.9 ile enfeksiyon konularında alındığı saptanmıştır. Son-testte ise öğrencilerin en yüksek puanı (% 88.5) ile yine iletişim konularında aldığı, en düşük puanı ise hasta güvenliği konularında (%74.9) aldığı saptanmıştır. Öğrencilerin ön-test puan ortalamasının 68.33±15.61, sontest puan ortalamasının 81.69±14.88 olduğu ve aradaki farkın anlamlı olduğu ( Daha fazlası Daha az

Romatoid artritli bireylerde özbakım davranışları ölçeğinin türkçe geçerlik ve güvenirliği

BERNA CAFER

Yüksek Lisans | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Bu araştırmanın amacı Özbakım Davranışları Ölçeği (ÖBDÖ)/Self-Care Behaviour Scale (SCBC)’nin Türk romatoid artritli hasta popülasyonunda özbakım davranışlarını ne düzeyde yerine getirdiklerini ölçmede geçerli ve güvenilir bir araç olup olmadığının sınanmasıdır.Araştırma 1 Şubat - 30 Ağustos 2017 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin romatoloji polikliniğine başvuran ve araştırmaya dâhil edilme kriterlerine uyan 119 romatoid artritli bireyle gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama araçları olarak ÖBDÖ ve MDHAQ kullanılmıştır. Dil geçerliliği için ölçeğin Türkçeden İngilizceye ve geri çevirisi yapılmıştır. Çevirisi ya . . .pılan ölçek maddelerinin kapsam geçerliliği için 10 uzman görüşü alınarak ölçeğin son hali verilmiş ve bu form hastalara uygulanmıştır.ABSTRACTThe aim of this research is Self-Care Behaviors Scale (SCBC) of the Turkish population of patients with rheumatoid arthritis to measure what they had fulfilled their level of self-care behavior is to test whether there is a valid and reliable tools.This study was conducted with 119 patients with rheumatoid arthritis who applied to the rheumatology polyclinic of a university hospital in İzmir between 1 February and 31 August 2017. In this study, ÖBDÖ and MDHAQ were utilized as a data collection tools. SCBC's language, scope, structure validity and reliability studies have been carried out. For validity of language, first, English was translated to Turkish, then Turkish was translated to English vice versa. For the scope validity, 10 expert opinions were taken and the put into final form. After the translation was completed, the study applied to the patients Daha fazlası Daha az

Özel Bir Grup Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin İşe Bağlı Gerginlik Düzeylerinin ve Stresle Başa Çıkma Tarzlarının Belirlenmesi

BERNA CAFER

Makale | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 1 ) , pp.1 - 7

Amaç: Araştırma özel sağlık sektöründe çalışan hemşirelerde işe bağlı gerginlik düzeyini ve stresle başa çıkma tarzlarını belirlemek amacıyla kesitsel tanımlayıcı tipte yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya, özel bir sağlık grubunun İstanbul Hastaneleri’nde yatan hasta katı, yoğun bakım ünitesi, günübirlik hasta alanları, poliklinik, acil servis, ameliyathane ve merkezi sterilizasyon ünitelerinde çalışan 18 yaş üstü ve 2 aylık deneme süresini doldurmuş 319 hemşire dâhil edildi. Veriler, “Genel Bilgi Formu”, “İşe Bağlı Gerginlik Ölçeği” ve “Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği” kullanılarak toplandı. Çalışmada elde edilen bulgular değe . . .rlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS 21.0 İstatistik paket programı kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin işe bağlı gerginlik düzeyleri orta düzey olarak bulundu. Mesleki deneyimi 0-1 yıl arasında olan hemşirelerin işe bağlı gerginlik puanı 32.89 iken deneyimi 37 ay-5 yıl arasında olanların 37.02’ye yükseldiği tespit edildi. 5 yıl ve üzerinde deneyimi olanlarda ise işe bağlı gerginlik puanının giderek azaldığı görüldü. İşe bağlı gerginlik puanının en yüksek ekip liderlerinde, en düşük ise sorumlu hemşirelerde olduğu görüldü. Hemşirelerin stresle baş etme tarzı olarak en fazla kendine güvenli yaklaşım, sosyal desteğe başvurma ve iyimser yaklaşımı kullandığı tespit edildi. Sonuç: Bu çalışmada hemşirelerin orta düzeyde gerginlik yaşadığı bulundu. Stresle baş etme yöntemlerinden kendine güvenli yaklaşım, sosyal desteğe başvurma ve iyimser yaklaşım puanı yüksek olanların işe bağlı gerginliğin azaldığı, çaresiz yaklaşım ve boyun eğici yaklaşım puanı yüksek olanların işe bağlı gerginlik puanlarının yüksek olduğu tespit edildi. Hemşirelerin işe bağlı gerginlik düzeylerinin kontrolü ve stresle baş etmede doğru yöntemlerin seçimi için bu konularla ile ilgili eğitim programları düzenlenmesi önerildi. Objective: This descriptive cross-sectional study was performed to determine the workrelated stress levels and styles of coping with stress of the nurses working in private health sector. Materials and Method: This study was carried out on 319 nurses over the works in an inpatient floor, intensive care unit, outpatient clinics, emergency department, operating theatre and central sterilization unit, who were aged 18 years and older and who had passed 2-month trial period. Data were collected by using questionnaires; “General Information Form”, “Scale of Work-Related Stress” and “Stress Coping Styles Scale”. Statistical package programme for social sciences (SPSS) version 21.0 was used for statistical analysis for the evaluation of findings obtained from the study. Findings: Work-related stress levels of the nurses was found to beat moderate level. Work-related tension score was found as 32.89 amongst the nurses who have 0-1 years of professional experience and the score raised to 37.02 amongst who have between 37 months-5 years of experience It was obtained that work-related tension score of the nurses who have 5 years of experience and over, has decreased gradually. It was determined that work-related stress score was the highest amongst the team leaders and the lowest in the charge nurses. It was found that nurses used mostly the self-reliant approach social support, and optimistic approach as a way of coping with stress. Conclusion: This study revealed that nurses had tension at moderate level. It was determined that workrelated tension score was higher amongst the nurses whose scores of helpless approach and submissive approach were high while work-related tension score was lower of whom the scores of self-reliant approach, social support, and optimistic approach were high. It was recommended to conduct education sessions for the selection of stress-coping method, managing work related stress Daha fazlası Daha az

Çocuk Hastaların Ağrısını Değerlendirmede Kanıta Dayalı Uygulama Önerilerine Uyumun Arttırılması İçin Kullanılan Stratejiler

BERNA CAFER

Makale | 2018 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 1 ) , pp.23 - 31

Amaç: Bu derlemenin amacı, hemşirelerin, çocuk hastaların ağrısını değerlendirmede kanıta dayalı önerileri kullanmalarını sağlamak için uygulanan stratejilerin etkinliğini değerlendirmek üzere yayınlanan çalışmaların sonuçlarını incelemektir. Gereç ve Yöntem: İlgili çalışmalara “Cochrane Library, OVID, EBSCO, PubMed, Elsevier Science Direct” veri tabanlarında tarama yapılarak ulaşılmıştır. Bulgular: Tarama sonucunda yedi çalışma incelemeye alınmıştır. Kanıta dayalı uygulama rehberinin kullanımı ve yararları hakkında sağlık profesyonellerine grup eğitimi verilmesi en yaygın kullanılan profesyonel stratejidir. Organizasyonel yapıda de . . .ğişim, kalite iyileştirme ve/veya performans ölçüm sistemlerinde değişim en çok kullanılan örgütsel stratejiler arasında yer almaktadır. Çocuk hastaların ağrılarının değerlendirilmesinde, uygulanan stratejilerden sonra; ağrı değerlendirme oranı %13 ile %30 arasında, tekrar değerlendirme oranı ortalama %4.25 ile %30 arasında artmıştır. Sonuç: Çocuk hastaların ağrı değerlendirmesinde kanıta dayalı uygulama önerilerinin uygulama alanına aktarılması için farklı stratejiler kullanılmaktadır. Profesyonel ve örgütsel girişimlerin bir arada kullanıldığı stratejiler uyumu olumlu yönde artırmaktadır. Objective: The aim of this review is to analyze the results of studies published to assess the effectiveness of strategies applied to ensure that nurses use evidence-based recommendations to assess the pain in pediatric patients. Material and Methods: The related studies were accessed by screening the databases of “Cochrane Library, OVID, EBSCO, PubMed and Elsevier Science Direct”. Findings: As a result of the screening, seven studies were reviewed. Providing group training for health professionals on the use and benefits of the evidence-based practice guidelines is the most widely used professional strategy. Alterations in the organizational structure, in quality improvement and / or performance measurement systems are among the most used organizational strategies. After the implementation of the strategies, in the assessment of pediatric patients’ pain, the pain assessment rate increased between 13% and 30%, and the re-assessment rate increased between 4.25% and 30% on average. Conclusion: In the assessment of pediatric patients’ pain, different strategies are used to put evidence-based practice recommendations into practice. Strategies in which professional and organizational interventions are used together contribute to compliance positively. Daha fazlası Daha az

İlköğretim Öğrencilerinde Skolyoz Tarama Sonuçları

MEDİNE YILMAZ | FEYZA DERELİ | GAMZE KUNDAKÇI

Makale | 2018 | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi3 ( 3 ) , pp.1 - 6

Amaç: Bu çalışmanın amacı üç ilköğretim okulunda eğitim gören 10-14 yaş arasındaki okul çocuklarında skolyoz prevalansını incelemek, skolyoz farkındalığını arttırmak ve politika yapıcılar için veri kaynağı sağlamaktır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tipte planlanan bu çalışmaya tarama yapılmasına ailesi izin veren, taramaya katılmaya gönüllü olan öğrenciler dâhil edilmiştir (n: 963). Veri toplamada Skolyoz Tarama Formu kullanılmış olup, Adam’s Öne Eğilme Testi (Adam’s Forward Bending Test) ve vertebra palpasyonu yapılmıştır. Veri analizinde SPSS 22.0 (Statistical Package for Social Sciences) paket programı kullanılmıştır. Bulgular . . .: Skolyoz şüphesi olan öğrencilerin (n: 73) %8.2’si hekim tanısı almıştır. Skolyoz prevalansı kızlar için 0.099, erkekler için 0.052’dir. Öğrencilerin %55.5’i okulda yazı yazarken sıraya eğilmek zorunda kaldığını, %58,1’i okul çantasının ağırlığından dolayı rahatsız olduğunu belirtmiştir. Ayrıca %13.6’sı yatakta sırt ağrısı çektiğini, %25.8’i sırada otururken kendini rahatsız hissettiğini ifade etmiştir. Düzenli olarak spor yapanların oranı %58.4’dür. Sonuç: Araştırma sonuçları tarama yolu ile skolyozun erken tanılanabileceğini göstermiştir. Okul sağlığı alanında yürütülecek programlarda hemşirelerin omurga deformitelerini önlemek üzere öğretmenlerle işbirliği içerisinde, postür eğitimi, ağırlık taşıma yöntemleri, egzersizin önemi konularında eğitim programları düzenlemesi ve bunların okul idaresi ve rehber öğretmenlerle birlikte düzenli aralıklarla tekrarlanması önerilmektedir Objective: The purpose of this study is to investigate the prevalence of scoliosis in 10- to 14-year-old children attending three primary schools, to raise awareness of scoliosis, and to provide a data source for policy makers. Material and Methods: Volunteer students whose parents gave permission for screening were recruited to this cross-sectional study (n: 963). For data collection, the Scoliosis Screening Form was used. In addition, Adam’s Forward Bending Test was administered and vertebra palpation was performed. The SPSS 22.0 (Statistical Package for Social Sciences) was used for the data analysis. Findings: Of the students suspected to have scoliosis (n: 73), 8.2% were diagnosed with scoliosis by the physician. The prevalence of scoliosis was 0.099 in girls and 0.052 in boys. Of the students, 55.5% stated that they had to lean on the desk while writing at school, 58.1% said they were uncomfortable due to the heavy weight of the school bag. Also 13.6% stated that they had back pain in bed, 25.8% said they felt uncomfortable in the sitting position. Ratio of students exercising regularly was 58.4%. Conclusion: The results of the study demonstrated that scoliosis could be diagnosed early through screening. It is recommended that to prevent spinal deformities, school health programs should include training programs organized by nurses on the importance of achieving the correct upright posture, weight bearing methods and exercise, and that nurses should repeat these training programs in cooperation with school administration and school counselors Daha fazlası Daha az

Kalp yetersizliği olan yaşlı bireylerde bağımlılık düzeylerinin düşme deneyimi üzerine etkisi

ÇİSEM ÇETİN

Yüksek Lisans | 2018 | Sağlık Bilimleri Enstitüsü

ÖZETBu çalışma kalp yetersizliği tanısı konulmuş olan 65 yaş ve üzeri yaşlılarda bağımlılık düzeylerinin düşme deneyimi üzerine olan etkisini belirleme amacı ile planlanmıştır.İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniğinde yatan ve Kardiyoloji Polikliniğine başvuran 25 Mayıs – 31 Ağustos 2017 tarihleri arasında, kalp yetersizliği olan araştırmaya gönüllü 65 yaş ve üstü 119 hasta çalışma kapsamına alınmıştır.Çalışmada veriler, araştırmacı tarafından ilgili litaratür incelenerek hazırlanan hasta tanıcı bilgi formu, Katz Günlük Yaşam Aktiviteleri Bağımsızlık İndeksi, Düşme Davranışları Ölçeği (YDDÖ . . .) ile toplanmıştır.ABSTRACTThis study was planned with the aim of determining the effect of addiction levels on the falling experience of 65 years of age or older who were diagnosed with heart failure.Between May 25th and August 31st, 2017, in the Cardiology Clinic of İzmir Kâtip Çelebi University Training and Research Hospital, 119 patients aged 65 years and over who volunteered for research with heart failure were included in the study.Data were collected in the study, the patient witness information form prepared by investigating the relevant literature, the Katz Daily Activities Activity Independence Index, Fall Behavior Scale (FaB).Number, percentage, Chi-square analysis, Fisher test, Mann Whitney U analysis and T-test were used for the obtained data Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms