Filtreler
Arap Dilinde İsm-i Fâilin Tamlanan Olarak Yer Aldığı Lafzî İsim Tamlamaları ve Türkçeye Çevirisi

EYÜP AKŞİT

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 5 ) , pp.65 - 85

Arap dilinde ism-i fâil, fiilden türemiş isimlerden birisidir ve sıkça kullanılır. İsm-i fâil, hem ismin hem de fiilin özelliklerini içinde barındırması nedeniyle Arapça söz diziminde farklı şekillerde karşımıza çıkar. İsm-i fâil, fiil ile benzerliği sebebiyle bir fiil gibi işlev görürken aynı zamanda isim olması nedeniyle de isim tamlamasında tamlanan olarak yer alabilir. Arap dilinde isim tamlamaları hakikî ve lafzî olmak üzere iki türlüdür. İsim tamlamaları sözdiziminde önemli görevler üstlenen yapılardır. Bu yapılar eğer doğru bir şekilde kavranmazsa Arapça sözdiziminin anlaşılması ve Türkçeye çevrilmesi mümkün değildir. . . . Konunun önemine rağmen Türkçe yazılan Arapça gramer kitaplarında konunun yeterince ve ayrıntılı olarak ele alınmadığı görülmektedir. Bu konudaki bilgi boşluğunu doldurmayı hedefleyen çalışmamızda, genel hatlarıyla Arapça isim tamlamasının iki türüne yer verildi. Sonrasında ise ism-i fâilin tamlanan olarak yer aldığı lafzî isim tamlaması ele alındı ve Türkçe çevirisi konusunda bir öneri sunulmaya çalışıldı. In the Arabic language, nomina agent is one of the nouns de- rived from the verb and is often used. The nomina agent contains the characteristic features of both the name and the verb, so it comes out in different forms in the Arabic word syntax. The nomina agent acts as a verb because of similarity with the verb as well as it takes part as a first term in idafa (the noun phrases) because of being name. In Arabic there are two types of noun phrases: Pure (and it is called real or semantic) and the impure (and it is called literal or metaphorical). Noun phrases are structures that take on important tasks in the syntax. Unless these structures are understood correctly, it is not possible to understand the Arabic syntax and translate it into Turkish. Despite the importance of the subject, it seems that it has not been discussed adequately and in detail in Arabic grammar books written in Turkish. We included two types of Arabic noun phrases designation in general terms in our work which aims to fill the information gap in this subject. Afterwards, the literal noun phrases that the nomina agent was included as a first term were discussed and a recommendation was made about its Turkish translation Daha fazlası Daha az

Ebü’l-Hasan el-Eş’arî’nin Siyaset Anlayışı-II Ehl-i Sünnette Siyaset Anlayışı: Eş’ariyye Yorumu

YILDIRIM, TAHSİN

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 5 ) , pp.11 - 42

Bu makalemizde ilk olarak, İslam mezheplerinin siyasete ve siyasi konulara ait anlayışları ana hatlarıyla ortaya konuldu. Daha sonra İslâm dininin büyük çoğunluğunu teşkil eden Ehl-i Sünnet Mezhebi’nin ana ekollerinden biri olan Eş’arîlik mezhebinin kurucusu Ebü’l-Hasan el- Eş’arî’nin yaşadığı dönemdeki sosyo-politik durum ve fikrî gelişmeler, Eş’arî’nin siyasete karşı tutumu ve siyasetle ilgili görüşleri gibi konular ele alındı. Bu konu incelenmeden önce İslam dininin ana kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünnetinde siyaset, siyaseti çağrıştıran kavram ve görüşler ile Hz. Peygamber sonrası dönemde Müslümanl . . .arın tarihinde siyasetin gelişim süreci üzerinde duruldu. In this study, we have initially given an outline of the understandings related to the politics and political issues of the Islamic sects. Afterwards, issues such as socio-political conditions and intellectual developments in the time of Abu Hasan al Ash’ari, the founder of Ash’ari sect, which is one of the main schools of Ahl al Sunnah sect and constitutes the great majority of the Islamic Religion; and his attitude and views towards politics have been discussed. Before discussing this topic, we have dwelled on the politics, concepts and views that evoke politics in the Quran and the Sunnah of the Prophet which are the main sources of Islamic Religion and on the development process of politics in the history of Muslims following the period of the Prophet Daha fazlası Daha az

Arap Gramerinin Gelişim Sürecinde Mısır Dil Ekolü-II

HÜSEYİN ERSÖNMEZ

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 4 ) , pp.35 - 61

Arap nahviyle alakalı çalışmalar erken dönemlerden itibaren başlamıştır. Arapların diğer milletlerle irtibata geçmesi farklı milletlerden insanların İslâm’a girmesine vesile olmuştur. Bu durum ise Arap olmayan Müslümanların, Ku’rân dili olan Arapçayı öğrenmeye meyletmelerine zemin hazırlamıştır. Bu çalışmamızda Mısır’daki gramer faaliyetleri ve burada yetişen dilciler üzerinde durulmuştur. Mısır Dil Ekolü, Basra ve Kûfe ekolü gibi orijinal görüşler ortaya koyamamış, bu iki ekol arasından tercihlerde bulunmuş eklektik bir yapıya sahiptir. Mısır Dil Ekolü Gramer faaliyetlerinin öğretilmesi üzerinde durmuş, bu vesileyle Mısırlı . . . dilcilerin ortaya koymuş oldukları eserler, medreselerde uzun yıllar okutulmuştur. İbnu’l-Hâcib, İbn Hişâm, es-Suyûtî gibi dil âlimleri tarafından temsil edilen Mısır Dil Ekolü, Arap gramerinin gelişim sürecinde, gramer faaliyetlerine çokça katkı sunmuştur. Work related to the Arabic nahv began from early times. The communication of Arabs to other nations has been instrumental in allowing people from different nations to enter Islam. This situation has laid the foundation for non-Arab Muslims to tend to learn Arabic the Qur’an language. In our work, it is focused on grammatical activities in Egypt and the linguists that grow there. The Egyptian Language School has an eclectic structure, which does not reveal original views, such as the Basra and Kufa Schools, but has a preference among these two schools. The Egyptian Language School emphasized the teaching of grammatical activities, so that the works of the Egyptian Language School lecturers were taught for many years in the Madrasas. The Egyptian Language School, represented by language scholars such as Ibnu’l- Hâcib, Ibn Hisam, as-Suyuti, contributed a lot to grammar activities in the development of Arabic grammar Daha fazlası Daha az

Ahmed Rumî Akhisarî Saruhanî ve Semaî Müennesler Adlı Risalesi

İsmail ERKEN

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 4 ) , pp.135 - 150

Ahmed Rumî Akhisarî Saruhanî (ö. H. 1043) Halvetî Tarikatı şeyhlerindendir. Bu çalışma, Ahmed Rumî Akhisarî Saruhanî’nin Semaî Müennesler adlı risalesinin edisyon kritiğini içermektedir. Hakiki olmayan müennes isimlerin kuralsız olanlarına “semaî müennes” denir. Bu isimler, duyma yolu ile öğrenilirler. Ahmed Rumî de öğrenilmelerini kolaylaştırmak için semaî müennesler hakkında bir risale kaleme almıştır. Ahmad Rumi Akhisari Saruhani (d. H. 1043) was one of the sheikhs of Halvati sect. This study contains the editorial critique of Ahmad Rumi Akhisari Saruhani’s pamphlet named as Semai Muennesler. Irregular feminine words whi . . .ch are not feminine in real called “samai moannath” (auditory feminine words). These names are learned through hearing. Considering the importance of the subject, Ahmad Rumi draft a pamphlet on “samai moannath” to make easier their learning » سماعي مؤنثلر « أحمد رومي آقحصاري صاروخاني ورسالته المسماة ملخص: أحمد رومي آقحصاري صاروخاني )و. 1043 ه( كان واحدا من شيوخ الطريقة الخالوتية. تحتوي هذه الدراسة على تحقيق الرسالة أحمد الرومي آقحصاري صاروخاني المسماة “سماعي مؤنثلر . “ تسمى الأسماء المؤنثة التي هي مؤنث غير حقيقي بالمؤنث السماعي؛ لأنها تُعرف بالسماع؛ ولا سبيل إلى حصرها بقواعد وقوالب. كتب أحمد رومي رسالة لتسهيل دراستها الكلمات المفتاحية: المؤنث السماعي، أحمد رومي، تحقيق Daha fazlası Daha az

Ebü’l-Hasan el-Eş’arî’nin Siyaset Anlayışı-I

TAHSİN YILDIRIM

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 4 ) , pp.63 - 86

Bu makalemizde ilk olarak, İslam mezheplerinin siyasete ve siyasi konulara ait anlayışları ana hatlarıyla araştırılmaktadır. Daha sonra İslâm dininin büyük çoğunluğunu teşkil eden Ehl-i Sünnet Mezhebi’nin ana ekollerinden biri olan Eş’arîlik mezhebinin kurucusu Ebü’l-Hasan el-Eş’arî’nin yaşadığı dönemdeki sosyo-politik durum ve fikrî gelişmeler, Eş’arî’nin siyasete karşı tutumu ve siyasetle ilgili görüşleri gibi konular ele alınmaktadır. Bu konu incelenmeden önce İslam dininin ana kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber’in sünnetinde siyaset, siyaseti çağrıştıran kavram ve görüşler ile Hz. Peygamber sonrası dönemde . . .Müslümanların tarihinde siyasetin gelişim süreci üzerinde durulmaktadır. In this study we have initially given an outline of the understandings of the Islamic sects of politics and some political issues. Afterwards, such issues as socio-political conditions and intellectual developments in the time of Abu Hasan al-Ash’ari, the founder of the Ash’ari sect which is one of the main schools of Ahl al-Sunnah sect and constitutes the great majority of the Muslims, and his attitudes and views towards politics have been discussed. Before dealing with this topic, we have dwelled on the politics, concepts and views that evoke politics in the Quran and the Sunnah of the Prophet, which are the main sources of Islamic Religion, and on the process of development of politics in Islamic history starting from the period of the Prophet onward Daha fazlası Daha az

Mehmet BAHÇEKAPILI Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü (1997-2012) İstanbul: İlke Yayınları, 2014; 296 s.

TÜLAY YÜCEL

Derleme | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 4 ) , pp.153 - 155

Mehmet BAHÇEKAPILI Türkiye’de Din Eğitiminin Dönüşümü (1997-2012) İstanbul: İlke Yayınları, 2014.

Serahsî’nin Usûl ve Gazzâlî’nin el-Müstasfâ Adlı Eserlerinde “İlletin Tahsîsi”

AHMET AYDIN

Makale | 2017 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Mîzânü’l-Hak İslami İlimler Dergisi- ( 5 ) , pp.43 - 63

İlletin tahsîsi, İslam hukuk usulünün önemli konularından birini teşkil etmektedir. İslam hukukçularının ilgili konuda iki farklı yaklaşım sergiledikleri, bir kısmı bunu tecviz ederken; diğerlerinin karşı çıktığı görülmektedir. Bu makalede illetin tahsisi, ona onay veren Gazzâlî ve reddeden Serahsî’nin düşünceleri temelinde incelenmiştir. Serahsî’nin fukaha metoduna, Gazzâlî’nin ise mütekellimin metoduna bağlı hukukçular olmaları, her iki mezhebin konuya yaklaşımları hakkında bilgi vermesi açısından önem arz etmektedir.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms