Filtreler
Filtreler
Bulunan: 2.204 Adet 0.004 sn
Tam Metin [2]
Yayın Dili [4]
Huzurevinde Yaşayan Bireylerin Psikososyal ve Fiziksel İşlevlerinin Değerlendirilmesi

MELİKE ERTEM

Makale | 2021 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi6 ( 1 ) , pp.113 - 120

Amaç: Bu araştırmanın amacı bir huzurevinde kalan yaşlıların psikososyal ve fiziksel işlevselliklerini ve işlevselliği etkileyen etmenleri belirlemekti. Gereç ve Yöntem: Kesitsel tanımlayıcı tipteki bu çalışma, Eylül 2019-Haziran 2020 tarihleri arasında Ege Bölgesinde hizmet vermekte olan bir huzurevinde 236 yaşlı birey ile yapıldı. Araştırmada veri toplama aracı olarak, araştırmacı tarafından hazırlanan “Sosyodemografik Bilgi Formu” ile “Yaşlı Bireyler için Çok Boyutlu Gözlem Ölçeği (YBÇBGÖ)” kullanıldı. Verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde, bağımsız örneklerde t testi, Pearson korelasyon testleri, doğrusal regresyon analizi . . .kullanıldı. Bulgular: Çalışmadaki katılımcıların yarıdan fazlası kadın (%55,1) ve yaş ortalaması 76,99±6,66 (65-100 yaş) olarak belirlendi. Katılımcıların %38,1’i ilkokul mezunu, yarısından fazlasının medeni durumu (%66,5) boşanmış ve yaklaşık yarısının (%51,3) geliri giderinden azdı. Katılımcıların gelir düzeyi ile YBÇBG Ölçeği depresif duygu durum alt boyutu, medeni durum ile YBÇBG Ölçeği huzursuzluk alt boyutu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptandı ( Daha fazlası Daha az

“et-Teysîr fî Kavâi’di ‘Ilmi’t-Tefsir” Adlı Eser Bağlamında Kâfiyeci’de Tefsir Usûlü

MELİKE ERTEM

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.563 - 592

Hamd Allah (c.c)’a, salât ve selâm Rasûlullah (s.a.v)’a olsun. Bu araştırma tefsir usûlü alanında bir incelemedir. Tefsir ilminin, kendisine hizmet eden diğer ilimlerden müstağni olmadığı mâlumdur. Tefsir usûlü bu ilimlerin en önemlilerindendir. Çünkü Kur’ân’ın doğru tefsir edilebilmesi için kendilerine bu ilimle ulaştığımız ilmi mukaddimeler ve küllî kâideler uyarınca yol almak gerekir. Bu alanda araştırma yapanların vazifelerinden biri de; mütekaddim âlimlerin tefsir usûlü hususundaki gayretlerini ortaya koymaktır. Zira mütekaddim âlimler, sonradan gelecekler için araştırmanın yolunu kolaylaştırmışlar ve yol işaretlerini belirlemi . . .şlerdir. Tam da noktadan hareketle bu araştırma Osmanlı Devleti âlimlerinden Kâfiyeci lakabıyla meşhur Muhammed b. Süleyman’ın (h.978) tefsir usûlüne dair gayret ve çalışmalarına ışık tutmayı amaçlamaktadır. Özellikle “et-Teysîr fî Kavâidi İlmi’t-Tefsir” isimli eseri dikkate alınacak ve daha önce üzerinde durulmamış yönleri, ilim ehlinin istifadesine sunulmak üzere akademik bir incelemeye tabi tutulacaktır. Çalışmamızın konusunu şu sorulara aranan cevaplar oluşturmaktadır: “Tefsir usûlünden ne kastedilmektedir? Kâfiyeci’nin tefsir usûlü ilmine dair metodunun özellikleri ve ilmi kriterleri nelerdir? Tefsir ilminin kavramlarını belirlemede gayret ve katkısının önemi nedir? Elde ettiği kâidelerin ilmi kıymeti nedir?” Bu çalışma bir giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde tefsir usûlü ilminin mâhiyeti konusu, kitabın müellifinin metoduna uygun olarak ele alınmış; diğer iki bölümde ise temel kavramlar ile Kâfiyeci’nin tefsir ilmi için belirlediği küllî kâideler yine onun perspektifinden incelenmiştir Daha fazlası Daha az

İslam Hukuku ve Müslüman Azınlıklar: İkinci/Sekizinci Asırdan On Birinci/On Yedinci Asra Kadar Müslüman Azınlıklara Dair Hukuki Söylem

MELİKE ERTEM

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.593 - 644

Bu makale ikinci/sekizinci asırdan yedinci/onyedinci asra kadar Müslüman azınlıklar üzerine hukuki söylemlerle ilgili şu konuları incelemektedir: (1) Müslümanların gayri müslim topraklarda ikamet edip edemeyeceği ve bunun hangi şartlar altında olabileceği, (2) bu Müslümanların dârülislâm ile olan ilişkisi, (3) bu Müslümanların şeriata ve kendilerine ev sahipliği yapan devlete karşı borçlu oldukları ahlaki ve hukuki görevler. İslamın ilk asırlarında gayri müslim topraklarda ikamet etmenin meşruluğu konusundaki hukuki tartışmalar gizemli ve muğlaktı. Sistematik hukuki konumlar ancak altıncı/on ikinci yüzyıldan sonra tarihsel zorluklar . . .a bir tepki olarak gelişti. Fakihler tarafından benimsenen çeşitli konumlar, tarihsel özgüllüğün bir işleviydi ve dinamik bir hukuki gelişim sürecini yansıtıyordu. Teorik olarak, gayri müslim bölgede ikamet eden Müslümanların durumu, dârülislâm ve dârülharb arasındaki geleneksel ikilemden (dichotomy) dolayı problemlidir. Uygulamada ise dârülislâm dışında ikamet eden Müslüman azınlıkların daimi varlığı, bu ikilemsel görüşe meydan okumuştur. Dârülislâm ile dârülharb arasındaki dilsel ikilem, çok daha karmaşık bir tarihsel gerçekliği gizlemektedir. Konuyla ilgili hukuki tartışmalar ne dogmatik ve ne de özcü (essentialist) durumlara elverişlidir Daha fazlası Daha az

الشعر والأخلاق بين الفلاسفة اليونانيين والمسلمين

MELİKE ERTEM

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.349 - 385

Filozofların eleştiri ve yaratıcılık bağlamında şiir araştırmalarına katkıları açıktır. Filozofların şiir yorumları daha çok faydaya ve uygulamaya yöneliktir. Burada şiir insan mutluluğu gibi yüce bir amaca hizmeti gerçekleştirecek bir araç haline dönüşmektedir. Filozoflar sözü edilen yüce amaca ulaşmak adına pek çok açıdan şiir araştırmalarına girişmişler ve diyalektik incelemelerde bulunmuşlardır. Filozofların ilk sırada ele aldıkları şiir diyalektiklerinden en önemlisi, şiir ve ahlak diyalektiğidir. İşbu diyalektik, şiirin mahiyetini, amacını ve temel ölçütlerini ortaya koymaya çalışan araştırmalarda etkili ve etkin bir rol oynam . . .aya hâlihazırda devam etmektedir. Bu çalışmada ahlak ve şiir arasındaki irtibatın tabiatı araştırılacaktır. Ahlâkî eleştirel yöntemi şiire uygulayan Müslüman ve Yunan Filozofların konu ile ilgili yaklaşımları incelenecektir. Makalede bir giriş iki temel başlık vardır. Birinci başlıkta Aristo ve Eflatun gibi Yunan Filozoflarında şiirin ahlak ile irtibatı ele alınacaktır. İkinci başlık ise Farabi, İbn Sina, İbn Rüşd ve Miskeveyh gibi Müslüman Filozoflardaki şiirin ahlak ile ilişkisine ayrılmıştır. Çalışmanın temel yöntemi birincil kaynaklardan elde edilen verilerin tespit, tahlil süreçlerinden sonra birbirleri ile karşılaştırılmasıdır Daha fazlası Daha az

Ulema ve Memlük Sultanlarının Çıkar İlişkileri

MELİKE ERTEM

Makale | 2021 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 13 ) , pp.535 - 562

Ulema ve yönetici ilişkileri tarihin ilk dönemlerinden itibaren önemini koruyan bir alan olagelmiştir. İlim adamları, bir yönüyle ilmiye sınıfına mensup olmaları bakımından devlet sisteminde belirli bir hiyerarşiye sahipken bir taraftan peygamberlerin varisleri olarak dini hüviyete sahiptir. Çift boyutlu kimlikleri, ulema-ümera ilişkilerinde daha hassas bir denge gözetilmesine yol açmış ve devlet başkanlarıyla ilişkilerinin mahiyeti sorgulanarak ayrıntılarıyla çeşitli araştırmalara konu olmuştur. İlim adamları ve devlet başkanlarının karşılıklı maslahata dayanan bir ilişkileri olduğu tezinden yola çıkarak söz konusu irtibata farklı . . .bir açılım getiren bu çeviride, Yaacov Lev’in “Symbiotic Relations: Ulama and the Mamluk Sultans” isimli makalesi, “Ulema ve Memlük Sultanlarının Çıkar İlişkileri” başlığıyla tercüme edilmiştir Daha fazlası Daha az

Murat ŞİMŞEK, İmam Ebû Hanîfe ve Hanefîlik

MELİKE ERTEM

Makale | 2020 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi10 ( 10 ) , pp.255 - 265

Kitap tanıtımı

موقف البَرَيلْوِية من علم رسول الله صلعم بالغيب

MELİKE ERTEM

Makale | 2022 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 15 ) , pp.619 - 644

هدف هذا البحث هو التعرف على موقف البَرَيلْوِية - صوفية شبه القارة الهندية - من علم الرسول (صلعم) بالغيب والأحاديث التي استخدموها في هذا الموضوع واستدلالاتهم. دراستنا ليست مبنية على مناقشة الأدلة لأن النقد لا يصلح إلا في الخطوة التالية بعد الفهم الصحيح للمسألة. أما اكتفائنا بدراسة وصفية؛ فهو لتمهيد الطريق للدراسات القادمة التي تهدف النقد والتحليل. دراستنا مهمة من حيث أنها تتناول إحدى القضايا الخلافية المعاصرة. وقد ذكرنا موقف الديوبندية – تيار يخالف البريلوية في هذه المسألة – حين الحاجة لتفهيم خلفية المسألة. وفي البحث تم تقديم المعلومات المبعثرة في كتب مختلفة في انسجام خاص. ومن نتائج هذا البحث هو أن علم الرسول (صلعم) بالغيب منقسم إلى . . .ثلاث مراتب عند البريلوية؛ فمنكرو الأولى دخلوا الكفر ومنكرو الثانية خرجوا من أهل السنة وأما المرتبة الثالثة من علمه (صلعم) فلا يخرج أحد من أهل السنة لا منكروها ولا المعتقدون بها. وقد استخدم البريلوية أحاديث صحيحة وغيرها لإثبات موقفه Daha fazlası Daha az

Devlet İdaresiyle İlgili Konularda Hanefî Fıkıh Literatüründeki Hükümlerle Ebu Hanife’nin İktidara Yönelik Tavrı Arasındaki Farklılık

AHMET AYDIN

Makale | 31.12.2020 | Mizanü'l-Hak: İslami İlimler Dergisi ( 11 ) , pp.57 - 79

Bu makalede, Ebu Hanife’nin devlet idaresine karşı tutum ve davranışlarıyla Hanefî eserlerde devlet yönetimiyle ilgili konularda yer alan hükümler arasında farklılık bulunduğu tezi savunulmaktadır. Ebu Hanife Emevi ve Abbasi dönemlerinde yaşamış ve her iki devlet idaresinin kendisine teklif ettiği görevleri kabul etmemiş, bu nedenle baskı ve işkence görmüş, hapse atılmış hatta bu baskılar onun ölümüne sebebiyet vermiştir. Ebu Hanife’nin bu tutumuyla devlet idaresine karşı muhalif bir konumda yer aldığı, en azından yönetimlerin yanında yer almak istemediği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, Hanefi mezhebinde devlet başkanına önemli yet . . .kiler tanındığı ve birçok hususun onun iznine bağlandığı görülmektedir. İlgili konularda diğer mezheplerin hükümleri dikkate alındığında Hanefiler’in en uç konumda bulunduğu anlaşılmakta, bu durum devlet başkanlarının ısrarlı görev tekliflerini kabul etmeyip işkence gören Ebu Hanife’nin tutumuyla, kanaatimizce, farklılık arz etmektedir. Makalede bu farklılık analiz edilecektir Daha fazlası Daha az

Kur’an Kıssalarında Bir Üsve-i Hasene Sunumu: Ebeveyn ve Eğitimci Rolüyle Hz. Ya'kûb (a.s)

AHMET AYDIN

Makale | 2022 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Asıl gayesi ahlaki ve terbiyevî olan Kur’an kıssalarındaki karakterlerde özdeşim kurmaya müsait ve insanların kendilerine hisseler çıkarabileceği bir muhteva vardır. İnsanlar bu kıssaları okuduklarında veya dinlediklerinde onlarda iyi ve kötü örnekler bulabilirler. İyi örnek olarak sunulanların başında ise peygamberler gelir. Bu yüzden diğer insanlar gibi sosyal hayatta farklı rolleri olan peygamberler, Kur’an kıssalarının anlatımında bu rolleriyle incelenmelidir. Bu çalışmada Kur’an kıssalarının Hz. Ya‘kub’u (a.s) sunumunda bir ebeveyn ve eğitimci için örnek olma durumunu incelemek amaçlanmıştır. Böyle bir çalışma Kur’an kıssaların . . .ın anlaşılması ve Kur’an’ın pratik hayatla ilişkisinin ortaya konulması bakımından oldukça önemlidir. Araştırmada analiz ve sentez yöntemi esas alınmıştır. Hz. Ya‘kub’un (a.s) kıssasının anlatıldığı âyetler tasnif edilip tefsir kaynakları ve konuyla ilgili günümüzde yapılan çalışmalar ışığında değerlendirilmiştir. Buna ilaveten bu kıssa Tevrat’ta yer aldığından Tevrat’ın anlatımı ile karşılaştırılarak Kur’an kıssalarının bu konudaki özgün yanı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Netice olarak Kur’an kıssalarında aile ve eğitim alanında peygamberlerin örnekler olarak sunulduğu görülmektedir Daha fazlası Daha az

Deprem Gerçeği ve Kadın Sağlığı Üzerine Etkileri

AHMET AYDIN

Derleme | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 8 ) , pp.855 - 860

Günümüzde artarak hatta şiddetlenerek meydana gelen doğal afetler bireysel ve toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlarken aynı zamanda doğru, zamanında etkin müdahale için multidisipliner hazır oluşluk koşulunu da beraberinde getirmiştir. Toplumda hem fiziksel hem de ruhsal ciddi yıkımlara neden olan doğal afetler, yaşlılar, çocuklar ve kadınları olumsuz etkileyerek zarar verir. Çünkü bireylerin yaşananlara ve maruz kaldıkları durumlara verdikleri tepki ve etkilenme düzeyleri birbirlerinden farklıdır. Afet müdahale basamaklarında öncelik sağlıklı ve hayatta tutmaya yöneliktir. Afet durumlarında çoğunlukla odağa alınan sağlık v . . .e hayatta tutma çalışmaları nedeniyle üreme sağlığı gereksinimleri göz ardı edilmektedir. Böylece sağlığı giderek bozulan kadınlar aile ve toplumun sağlığını da olumsuz etkilemekte ve sorunları derinleştirmektedir. Afete müdahalede yetkinlik ve yeterlilik, disiplinler arası koordineli iş birliği, yaraların erken sarılmasında önemlidir Daha fazlası Daha az

Cyrus Adler’in Amerikan Yahudiliğine Etkisi

AHMET AYDIN

Makale | 2020 | Mîzânü'l-Hak İslami İlimler Dergisi ( 10 ) , pp.85 - 95

Cyrus Adler (ö. 1940), Amerikan Yahudiliğinde yaklaşık elli yıl süren, eşine az rastlanır bir yere sahiptir. Amerikan Yahudilerinin en önemli yayın organı olan “The Jewish Publication Society (JPS)”in kurucularından olan Adler, aynı zamanda, “The American Jewish Historical Society” adlı organizasyonda da yer almış ve yirmi yılı aşkın süre bu kurumun başkanlığını yapmıştır. 1906 yılında “The American Jewish Committee” adlı organizasyonun kurulmasında önemli bir role sahip olan Adler, 1929 yılından ölümüne (1940) kadar bu kurumun başkanı olarak görev yapmıştır. Adler, bir Yahudi eğitim kurumu olan “Dropsie College”da 32 yıl boyunca ba . . .şkan (rektör) olduğu dönemde, bu eğitim kurumunu, Yahudilik eğitimi konusunda Amerika’nın önemli yüksek öğretim kurumları arasına sokmuştur. Muhafazakâr Yahudilerin ana eğitim kurumu olan “The Jewish Theological Seminary”de 25 yıl başkanlık (rektör) yaparken, aynı zamanda “Dropsie College”daki görevini de sürdürmüş, başkanlığını da yaptığı Muhafazakâr Yahudilerin sinagoglar birliği olan “The United Synagogue”un kurulmasında önemli rol üstlenmiştir. Adler, Amerikan Yahudilerinin düzenli olarak yayımladıkları yıllık kitap olan; “The American Jewish Year Book” ve (o yıllarda) Yahudi çalışmaları ile ilgili tek İngilizce dergi olan; “The Jewish Quarterly Review”in yıllarca tek başına editörlüğünü yapmıştır. Kısacası Adler, çok yönlü bir kişilik olarak, Amerikan Yahudi hayatının birçok sahasında önemli etkiler bırakmıştır. Çalışmamızda Adler’in bu etkileri üzerinde durulacaktır Daha fazlası Daha az

Afet Realitesi Kapsamında İletişim Faktörü

AHMET AYDIN

Derleme | 2023 | İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi2 ( 8 ) , pp.845 - 849

Coğrafyası ve insan kitlesiyle doğal afetler konusuna yabancı olmayan Türkiye, deprem felaketiyle karşılaştığında kurumlar arası işbirliği ile disiplinler arası bir yaklaşım ortaya koymuştur. İnsanın zaruri ihtiyacı iletişim de realite kapsamında kendisini hissettirmiştir. Önceden öngörülememesi ile diğer afetlerden kısmen ayrılan deprem, iletişim unsurları ve araçlarını bir müddet geçersiz bırakabilmektedir. Bunların da ötesinde afete dair hazırlanan haber, makale, belgesel, film, söyleşi, açık oturum, yorum ve benzer medya ürünleri araştırma konusunun hem toplumsal hafızasını güncellemekte, hem kurumların görev tanımlamasını zorla . . .makta, hem de bireysel farkındalık ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Afet gerçeği kapsamında iletişimin ana sütunu farkındalıklı bir şekilde hazırlıklı olunabilmesidir. Gerçeğin peşinde olma ve aktarma gayretinde faaliyet gösteren medya, toplumsal felaket şeklinde yaşanılan afet süreci öncesinden çok sonralarına kadar yayınlarını hedef kitleye ulaştırmaktadır. Dönem bilgilerinde sürekli bir teyit endişesi yer alsa da daha sonraki araştırmaların temel kaynakları arasında yer almaktadır. Bu araştırmanın amacı yaşanan deprem özelinde doğal afetler hususunda kitle iletişim araçlarına yansıyan medya ürünlerini bir afet iletişim farkındalığı olarak değerlendirebilmektir. Çalışmada sosyal bilimler içerisinde yer alan iletişim bilimleri araştırma yöntemleri esas alınacak sinema dalında birkaç öneride bulunulacaktır Daha fazlası Daha az

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.

creativecommons
Bu site altında yer alan tüm kaynaklar Creative Commons Alıntı-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Platforms