Mehmet Turan Küçükbayrak
Yüksek Lisans | 2020 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETGünümüzde, giderek gelişen şehirleşme ve azalan inşaat alanlarının bir neticesi olarak derin kazılara sıklıkla başvurulmaktadır. Birçok alanda olduğı gibi geoteknik mühendisliği alanında da teknoloji ve uygulama yöntemleri her geçen gün gelişmektedir. Yapılan araştırmalar sonucu günümüzde en çok tercih edilen derin kazı destekleme yapılarının diyafram duvar, fore kazık ve çelik palplanş perdeler olduğu belirlenmiştir. Bu tez çalışmasında, artık çağımızın kaçınılmaz gereği olan derin kazılar ele alınmış ve derin kazı destekleme elemanlarının tasarım kriterleri irdelenmiştir.SUMMARYNowadays, deep excavations are frequently used as . . . a result of increasing urbanization and decreasing construction areas. As in many areas, technology and application methods in the field of geotechnical engineering is developing day by day. As a result of researches, it is determined that the most preferred deep excavation retaining structures today are diaphragm walls, bored piles and steel sheet piles. In this thesis, deep excavations, which are inevitable necessities of our age, have been discussed and the design and selection criteria of these elements are discussed Daha fazlası Daha az
Eren, Gökhan
Yüksek Lisans | 2021 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETEndüstriyel çamaşır makineleri, farklı sektörlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle tekstil işletmeleri, çamaşırhaneler, hastahaneler ve oteller makinelerin kullanım alanlarının başında gelmektedir. Bu tip işletmelerde, çamaşırların yıkanması, enerji tasarufu ve maliyeti açısından önem arz etmektedir. Endüstriyel çamaşır maknelerinin, enerji tüketimine en çok etki eden süreç çamaşırların ve suyun ısıtılmasıdır. Bu sebeple, bu çalışmada endüstriyel çalışma makinelerinin ısıtma sistemlerinin kontrolü problemi ele alınmıştır ve bu problemin çözümüne yönelik olarak iki aşamalı bir çözüm önerisi geliştirilmiştir.Çalışma kaps . . .amında, öncelikle endüstriyel çamaşır makinelerini oluşturan yapısal ve işlevsel bileşenler incelenmiş ve çamaşır makinesinde kullanılan ısıtma sistemlerinin dinamik davranışlarının incelenmesi için deneysel veriler ile modelleme çalışması yapılmıştır. Bu çalışma sonucunda buharlı ısıtma ve doğal gazlı ısıtma sistemlerinin matematik modelleri elde edilmiştir. Bunun neticesinde kontrol sistemi geliştirmek için sistem üzerinde hangi parametrelerin etkin olduğu belirlenmiştir.ABSTRACTIndustrial washing machines are widely used in many sectors. Textiles, laundrettes, hospitals and hotels are among the top users. In such establishments, washing the laundry is important in terms of energy management and costs. The process that most affects the energy consumption of industrial washing machines is the heating of the laundry and water. Therefore, This thessis focuses on the control problem of the heating systems of industrial washing machines and presents a two-step solution proposal for the problem.At initial stage of study, the functional and structural parts of industrial washing machine were studied in detail. Specifically, the heating system alternatives are considered and an experimental study was conducted to obtain experimental data driven models.The obtained models for natural gas and steam heating systems were analyzed to reveals the efective parameters for temperature control design Daha fazlası Daha az
Çelik, Naz
Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETBetonun en önemli hammaddesi olan çimentonun üretimi, başta inşaat sektörü olmak üzere hazır betonun kullanıldığı tüm alanlarda büyük önem taşır.Çimento, kullanım alanının çeşitliliği nedeni ile, ülkemizde ve dünyada, üretimine en çok ihtiyaç duyulan ürünlerden birisidir. Bu ihtiyaç da zorlu üretim koşullarında, durmaksızın çalışan fabrikalarda, daha fazla iş kazası ihtimalini beraberinde getirmektedir. Ayrıca çimento üretiminde kullanılan makine ve ekipmanların, büyüklüğü ve çeşitliliği göz önünde bulundurulduğunda fabrikalarda olacak iş kazalarının ciddi sonuçlar doğurabileceği ön görülebilir.Çimento üretim aşamalarında yaşana . . .bilecek kazaların insan hayatı ve sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için çimento fabrikalarında yapılacak işe göre planlanan iş güvenliği uygulamaları mevcuttur. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile çalışmalarda iş güvenliği kavramının önemi daha iyi anlaşılmıştır.ABSTRACTThe production of cement, the most important raw material of concrete, is of great importance in all areas where ready-mixed concrete is used, especially construction sector.Cement is one of the most demanded products in our country and in the world, due to the diversity of usage area. This need also in difficult manufacturing conditions, in non-stop factories, it leads to the possibility of more work accidents. Also, considering the size and diversity of the machinery and equipment used in cement production, it can be predicted that the business accidents in the factories may have serious consequences.There are a number of occupational safety practices planned according to the work to be done at cement factories in order to minimize the adverse effects of human accidents and accidents on the human life and health. With the Law No. 6331 on Occupational Health and Safety, the importance of the concept of work security has been better understood Daha fazlası Daha az
Yeşil, Mehmet Mahsun
Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ABSTRACTSevere Plastic Deformation (SPD), applying extreme force to alterate and refine the structures of materials permanently, have a huge potential to improve the mechanical and structural properties of materials superiously. ECAP is a kind of SPD techniques to produce submicron or nano sized grains in the material structure by applying stress to the sample passing through two angular intersected channels have the same diameters. ECAP has recently been becoming one of the most favourable candidate method in the production of nanostructured materials.One of the main objectives of this study and relating experiment is trying to und . . .erstand how the properties of the material enhance under applied progressive and severe pressure. This process is directly related to the internal structure and texture of the material. A more strengthened material structure with superior properties is always desired to achieve. The material strengthening mechanism has been explained by dislocation theory which is based on the restricting the movement of dislocations through the crystalline lattice.ÖZETYoğun bir şekilde kuvvet uygulanarak malzemelerin yapısını kalıcı halde değiştirip iyileştiren Aşırı Plastik Deformasyon (APD) yöntemi, malzemelerin mekanik ve yapısal özelliklerini mükemmel derecede geliştirmesi açısından güçlü bir potansiyele sahiptir. APD yöntemlerinden biri olan Eş Kanallı Açısal Presleme (EKAP) tekniği de aynı çaplara sahip açısal olarak kesişen iki kanaldan stres uygulanarak numunenin geçirilmesi sonucu malzeme yapısında mikronaltı veya nano ölçekte taneciklerin oluşumunu sağlar. EKAP, son zamanlarda nano yapılı malzemelerin üretiminde favori aday yöntemlerden biri haline gelmiştir.Bu araştırmanın ve ilgili deneyin ana hedeflerinden biri, malzemenin özelliklerinin uygulanan progresif ve şiddetli basınç altında nasıl gelişim gösterdiğini anlamaya çalışmaktır. Bu süreç doğrudan malzemenin iç yapısı ve dokusu ile ilgilidir. Üstün özelliklere sahip daha sağlam bir malzeme yapısının elde edilmesi her zaman amaçlanmıştır. Malzeme mukavemeti, dislokasyonların kristal kafes boyunca hareketini kısıtlamaya dayanan teori ile açıklanır Daha fazlası Daha az
Şenel, Ziya
Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETİĢ sağlığı ve güvenliği konusunda en riskli gruplardan bir tanesi sağlık çalışanlarıdır. Bu konu aynı zamanda sağlık hizmetlerinde kalite kavramı ile de yakından iliĢkilidir. İşyerindeki uygulamalar ve alınacak tedbirler, çalışanların memnuniyeti ve sağlık sisteminde kalitenin sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Ülkemizde, üçüncü basamak eğitim araştırma hastanelerinde çalışanların bu konudaki görüş ve düşüncelerini araştıran yayınlar nadirdir. Çalışanlarda farkındalık oluşturarak kendi sağlıklarını nasıl koruyabileceklerini görmelerini sağlamak, bu çalışma için önemlidir.Çalışma, 2017 yılında, İzmir Kâtip Çelebi Üniversites . . .i Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi‟nin farklı idari birimlerinde görev yapan 120 birey ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara araştırmacılar tarafından geliĢtiren sosyo- demografik verilere yönelik olarak anket ile yine araĢtırmacılar tarafından oluşturulan “görüş ve düşünce” anketi uygulanmıştır.ABSTRACTHealth workers are one of the most risky groups in terms of occupational health and safety. This issue is also closely related to the concept of quality in health care. The practices and precautions to be taken at the workplace are important for the satisfaction of employees and for the sustainability of quality in the health system. In our country, publications investigating the views and thoughts of employees in tertiary education research hospitals are rare. By creating awareness among employees to see how they can protect their own health is important for this study.The study was conducted with 120 individuals working in different administrative units of Atatürk Education Research Hospital of Ġzmir Kâtip Çelebi University in 2017. The “socio-demographic data” and opinion and thought questionnaires developed by participant researchers, was applied Daha fazlası Daha az
Kovancı, Ümit
Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETSon dönemde maddi manevi kayıplara ve acılara sebep olan iş kazaları ve meslek hastalıklarına bağlı olarak daha fazla önemli hale gelen iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları her geçen gün yeni teknolojik gelişmelerin iş sağlığı ve güvenliği alanına uygulanması ile farklı bir boyut kazanmaya başlamıştır. Teknolojik gelişmelere paralel olarak çalışanları işyerlerinde iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı koruyacak sistemler sürekli geliştirilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği alanında ilk hedef çalışanın iş ve işyeri kaynaklı kaza ve hastalıklardan korumaktır. Bu asıl hedefin yanında iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının iş . . .letmelerdeki verimlilik faktörleri ile ilişkilendirilmesi aynı zamanda çalışanı korurken şirketlerin de iş süreklilik ve karlılık anlamındaki göstergelerine pozitif etki yapmasının anlaşılması ile işverenlerin bu konulara karşı algılarında artış gözlenmeye başlamıştır. Dünyada ve ülkemizde bu yönde olumlu gelişmelerin olması dikkatleri iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının üzerine yoğunlaştırmıştır.ABSTRACTApplications of occupational health and safety, having become more important depending on occupational accidents which have caused financial and emotional losses in recent times, have started to gain different dimension with application of new technological developments to occupational health and safety field day by day. In parallel to technological developments, the systems are being currently developed to protect workers from occupational accidents and safety in work fields. The firsttarget in occupational health and safety field is to protect workers from accidents and illnesses caused by occupation and work field. Besides this main target, associating the applications of occupational health and safety to productivity factors in managements not only protect workers but also have positive effect on managements indicators in the sense of occupational sustenance and productivity, by which means the increase has started to be observed in employees perceptions in these subjects Daha fazlası Daha az
Yavuzbarut, Tayfur
Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETSoğuk şekillendirme, endüstride yaygın olarak kullanılan bir üretim şeklidir. Bu üretim şekli, iş parçasının yatay halde bulunan hareketli ve sabit kalıplar arasında dövülerek şekillendirilmesini sağlamaktadır.Otomotiv sektöründe kullanılan bağlantı elemanlarının kullanıldıkları kritik yerler itibariyle yüksek dayanıma sahip olmaları istenmektedir. Bu nedenle bağlantı elemanlarının tasarımında kritik öneme sahip faktörlerden en önemlisi, bağlantı elemanının yüksek mukavemet değerlerine sahip kalite standartıdırSUMMARYCold forming process is a type of production that commonly used in industry. This type of production provides for . . .ming material by pressing between moving and stationary dies at ambient temperature. Before cold forging operation, conventional materials for wire rod (raw material) is applied spheroid annealing for becoming a homogeneous and softer microstructure. Annealing process consist of heating and holding temperature and the cooling sections. Annealing temperatures from 700 to 750 ° C is in the range of temperature. The total duration of this operation 26 hours.The raw materials, which are obtained from supplier companies, are annealed and applied surface treatment. The purpose of surface treatment is to decrease friction coefficient between the workpiece and the toolings by covering with fosfat layer to wire rod Daha fazlası Daha az
Şahin, Cenk
Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETBu araştırma, iş kazasına yönelik risk faktörlerinin incelenmesi, çalışma ortamı ve demografik özelliklerin risk faktörü oluşturup oluşturmadığını tespit etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir.Bu amaç doğrultusunda hazırlanan anket formu, bir elektrik dağıtım firmasında çalışan 440 çalışana uygulanmıştır.Anketlerden elde edilen bulgular, bilgisayar ortamında SPSS 22.0 istatistik bilgisayar programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Bulguların analizinde frekans ve yüzde tanımlayıcı istatistiki bulguların yanında ki-kare ve lojistik regresyon analizine başvurulmuştur.Araştırma sonucunda iş kazası geçirmeye yönelik faktörlerin medeni d . . .urum, sigara kullanma durumu, kronik hastalık geçirme durumu ve mesleğini isteyerek seçmeme durumunun elektrik dağıtım şirketleri için risk faktörü oluşturduğu saptanmıştır. Bekar çalışanların evli çalışanlara göre, kronik hastalığı olanların kronik hasta olmayanlara göre, sigara içenlerin içmeyenlere göre, mesleğini isteyerek seçenlerin seçmeyenlere göre iş kazası geçirme durumları daha yüksektir.ABSTRACTThis research was conducted to examine risk factors for work accidents, to determine whether the working environment and demographic characteristics are risk factors.The survey form prepared for this purpose was applied to 440 employees working in an electricity distribution company.Findings obtained from the questionnaires were analyzed by SPSS 22.0 statistical computer program in computer environment. In the analysis of the findings, frequency and percentage descriptive statistical findings as well as chi-square and logistic regression analysis were used.As a result of the research, it was determined that the factors for passing work accidents were marital status, smoking status, chronic illness status and the fact that involuntary choice of occupation was a risk factor for electricity distribution companies. According to married employees of single employees according to non-chronic patients of employees with chronic illness according to non-smokers of smokers people who reluctantly choose their profession according to those who voluntarily choose their profession job accident cases are higher Daha fazlası Daha az
Renci, Merve
Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETYerainia ruckeri’ nin neden olduğu yersiniosis, ERM (Enterik Kızıl Ağız Hastalığı) ülkemizde yaygın olarak görülen, Salmonidae familyasında akut ve kronik olarak seyir gösteren bir enfeksiyondur. Özellikle gökkuşağı alabalığının (Oncorhynchus mykiss) duyarlılık gösterdiği bu hastalık yavru alabalıklarda yüksek oranda mortaliteye sebep olmaktadır. Enfeksiyonun tedavisinde, antibiyotiklerin bilinçsiz ve fazla miktarda kullanılması sonucu antibakteriyel direnç gelişir. Bunun sonucunda hastalığın tedavisi ve kontrolü zorlaşır. Hastalıkla mücadelenin gerçekleşmesi için doğru antibiyotiğin, gerekli miktarda ve hızlı bir şekilde verilm . . .esi gerekir. Bu nedenle uygulaması kolay ve doğru olan test kitlerine ihtiyaç duyulur.Bu çalışmada Ege Bölgesindeki alabalık çiftliklerinden izole edilen Yersinia ruckeri ‘nin E-test ve disk difüzyon ile antibiyotik duyarlılıkları ve MİK (Minimum İnhibitör Konsantrasyon) değerleri araştırılmıştır. Bu amaçla Ege Bölgesinde bulunan, beş farklı alabalık işletmesindeki hasta balıklardan izole edilen Y.ruckeri suşları incelenmiştir. Api 20E test kitleri ile identifiye edilen Y. ruckeri suşları trimetoprim/ sülfametoksazol, doksisiklin, ampisilin, amoksisilin/ klavulanik asit, amoksisilin, eritromisin, enrofloksasin, fosfomisin antibiyotiklerine karşı duyarlılıkları E-test ve disk difüzyon yöntemi kullanılarak belirlenmiştir.Araştırmanın sonucunda E-test ve disk difüzyon yönteminde trimetoprim/ sülfametoksazol, ampisilin, amoksisilin/ klavulanik asit, amoksisilin, fosfomisine karşı tüm suşların duyarlı olduğu tespit edilmekle beraber E-test ile duyarlılığın dereceleri belirlenmiştir. E-test ile MİK değerlerinin tespiti, tedavide kullanılacak antibiyotik dozunun düşük tutulması ve direnç gelişiminin engellenmesi avantajını sunmaktadır.ABSTRACTYersiniosis caused by Yersinia ruckeri, ERM (Enteric Red Mouth Disease) is an infectious disease which is common in our country. Y.ruckeri is primarily a disease of Salmonids and observed with acute and chronic cases. Rainbow trout (Oncorhynchus mykiss) is particularly susceptible to this pathogen and it causes high mortality, especially in fingerling size. Antibiotic resistance develops in order to careless and excessive use of antibiotics in the treatment of infection. As a result, it is more difficult to treat and control the disease. The effective antibiotic treatment should be practiced for prevention and control of the disease. For this reason, the test kits are necessary for easy and fast decision.In this study, antimicrobial susceptibilities and MIC (Minimum Inhibitor Concentration) values of Y. ruckeri isolated from trout farms in Aegean Region were investigated. The isolated Y. ruckeri strains identified by Api 20E test kits. The sensitivities of Y.ruckeri to trimethoprim/ sulfamethoxazole, doxycycline, ampicillin, amoxicillin/ clavulanic acid, amoxicillin, erythromycin, enrofloxacin and fosfomycin antibiotics were determined using E test and disc diffusion method.As a result of the study, all isolated strains were determined susceptible to trimethoprim/ sulfamethoxazole, ampicillin, amoxicillin/ clavulanic acid, amoxicillin and fosfomycin with both E test and disc diffusion method. Determination of MIC values by E-test offers the advantage of lowering the antibiotic dose to be used in treatment and inhibiting resistance development Daha fazlası Daha az
Akpınar, Melikşah Dilcan
Yüksek Lisans | 2018 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETÇalışmada 180 adet ortalama 0,88 ± 0,46 gr ve 3,27 ± 0,52 cm paslı çiklit (Iodotropheus sprengerae) kullanılmış olup, balıklar 15 adet olacak şekilde akvaryuma rastgele dağıtılmıştır. Deneme üç tekerrürlü olup 4 yem grubu çalışılmıştır. Balıklar DK kontrol grubu pigment maddesi içermeyen yemle, DA 50ppm astaksantin içeren yemle, DB kontrol grubu yemine 50 ppm kuşburnu bitkisi ilave edilen yemle, DH kontrol grubu yemine 50 ppm hibiskus bitkisi ilave edilen yemle 50 gün boyunca günde 2 kez beslenmiştir. Deneme sonunda balıkların FCR (yem dönüşüm oranı), SGR (spesifik büyüme oranı), YTO (yem tüketim oranı) ve yaşama oranları hesapl . . .anmış ve toplam karotenoid miktarları spektrofotometre ile ölçülmüştür. CIA L, a, b renk değerlerine renk kalemi ile bakılmıştır. Deneme bitiminde ölçümler için alınan balık numuneleri -20 °C’de 120 gün boyunca bekletilerek renklerini muhafaza edip etmediklerini tespit etmek için karotenoid miktarlarına tekrar bakılmıştır. Yapılan analizler sonucunda en yüksek total karotenoid birikimi DB grubunda (1,0379±0,38 mg/kg’dan 12,4318±4,48 mg/kg’a yükselmiştir), en düşük karotenoid birikimi ise DK grubunda (1,9076±0,19 mg/kg’dan 8,5076±4,42 mg/kg’a yükselmiştir) görülmüştür. Renk kalemi ölçümlerinde ise DA grubu balıkları diğer gruplara göre en fazla rengi koyulaşan ve kırmızılığı artan grup olmuştur. DH grubu balıklarında ise kırmızılık düşmüş ancak sarılık artmıştır. 120. gün sonunda dondurucuda muhafaza edilen numunelerde DK ve DA gruplarında total karotenoid değerinin başlangıç seviyesininde altına düştüğü saptanmıştır. Deneme sonucunda en düşük FCR değeri DK grubu (1,07±0,23), en yüksek FCR değeri ise DH grubu balıklarında (3,73±3,28), en düşük SGR değeri DH grubu (1,43±0,11), en yüksek SGR değeri ise DK grubu balıklarında (1,83±0,16), yem tüketim oranı en yüksek DH grubu (5,14), en düşük DK grubu (1,92) xvibalıklarında, yaşama oranı en yüksek DA grubu(97,61) en düşük ise DH grubu(83,33) balıklarında görülmüştür.ABSTRACTIn the study, a mean of 0.88 ± 0,46 gr and 3,27 ± 0,52 cm of rusty cichlid (Iodotropheus sprengerae) were used, and the aquarium was randomly distributed as 15 fish. The experiment was carried out in three replications and 4 feed groups were studied. Fish DK the control group was fed with no pigment substance, DA With 50 ppm astaxanthin feed, DB control group feed 50 ppm rosehip vegetable feed DH, the control group was fed twice a day for 50 days with feed supplemented with 50 ppm hibiscus plant. At the end of the experiment, FCR (feed conversion ratio), SGR (specific growth rate), YTO (feed consumption rate) and survival rates of fish were calculated and total carotenoid amounts were measured by spectrophotometer. CIA L, a, b color values are looked at with color pencil. At the end of the trial, the fish samples taken for the measurements were stored at -20 ° C for 120 days and the carotenoids were re-examined to determine if they retained their color. As a result of the analyzes performed, the highest total carotenoid accumulation was found in the DB group (from 1,0379 ± 0,38 mg / kg to 12,4318 ± 4,48 mg / kg) and the lowest carotenoid accumulation in the DK group (1,9076 ± From 0.19 mg / kg to 8,5076 4.42 mg / kg). In the measurement of color pencil, DA group fishes became the most color darker and the redness group increased compared to the other groups. In the DH group fish, the redness has fallen but the jaundice has increased. At the end of 120 days, total carotenoid value decreased in the initial level of DK and DA groups in the samples stored in the freezer. The lowest FCR value was found in the DK group (1,07 ± 0,23), the highest FCR value was found in the DH group fish (3,73 ± 3,28), the lowest SGR value was found in the DH group (1,43 ± 0,11 ), the highest SGR value was found in the DK group fish (1,83 ± 0,16), the DH group with the highest feed consumption rate (5,14) and the lowest DK group (1,92) (97,61) and lowest in the DH group (83,33) Daha fazlası Daha az
Uğurlu, Ergin
Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZETModern üretim sistemleri, sistem performansını izleyen ve operasyonlarındaki belirsizlikleri yönetmek için veri toplayan sensörler gibi akıllı cihazlarla kurulur. Ancak, bu sistem kurulumları yüksek maliyetli / yüksek riskli olduğundan, firma içi yatırım sorumluları karar vermekte zorlanmakta ve bazen de projelerin bir üst yönetime sunulması zaman zaman kriz olabilmektedir. Bu sebeple, üretim sistemlerinin tasarlanması ve “optimize edilmesi” için simülasyonun yaygın kullanımı devam etmektedir. Nitekim, simülasyonun imalat sistemlerine diğer uygulama alanlarına göre daha yaygın bir şekilde uygulandığı söylenebilir. Üretim simülas . . .yonu çıktılarının anlamlandırılması, doğru yorumlanması için birçok veri analizi, veri madenciliği yöntemleri kullanılabilir. Verilerin benzer özelliklerinden faydalanılarak daha değerli bilgilere ulaşılabilinir. Böylelikle, kurulum maliyeti yüksek olan sistemlerin fizibilite çalışmalarında önemli bir ön fikir alınabilir.ABSTRACTModern production systems are installed with smart devices, such as sensors that monitor system performance and collect data to manage uncertainties in their operations. However, because these system installations are high-cost/high-risk, it is difficult to decide on-account investment principals, and sometimes it may be a crisis to submit projects to a higher management. For this reason, the widespread use of the simulation continues to be designed and optimised for production systems. Indeed, it can be said that the simulation is applied to the manufacturing systems more widely than other application areas.Many data analysis, data mining methods can be used to understand production simulation outputs, to interpret correctly. In this way, the feasibility studies of systems with high installation cost can be taken in an important preliminary idea Daha fazlası Daha az
Çağlar, Zülal Zeynep
Yüksek Lisans | 2019 | Fen Bilimleri Enstitüsü
ÖZET6331 Sayılı İSGK, özellikle işyerlerinde çalışanların, sağlıklarını korumak ve iş kazalarını ve meslek hastalıklarını en alt düzeye indirmek gayesiyle çıkarılmıştır. Bilindiği üzere, yapılan işin niteliğine bağlı olarak, işyerleri üç tehlike sınıfına ayrılmıştır. Hastaneler bu sınıflamada, tehlikederecesi en yüksek olan grupta yer almaktadır.Olası tehlikelerin doğurduğu, olumsuz sonuçların rakamsal analizi yapıldığında, 2’lik bir kısmın, “Önlenemez”, 98’lik kısmın ise, “Önlenebilir” olduğu saptanmıştır. Bu bağlamda, buoranın pozitif anlamda değiştirilebilmesi amacıyla, çeşitlikoruma ve önleme faaliyetlerini içeren İSG çalışmalar . . .ı, tüm dünyada ve ülkemizde önem kazanmış bir alanı oluşturmaktadır.ABSTRACTLAW 6331,namely, Occupational Health and Safety hasbeen legislated for thepurpose to reduce or avoidable levels of the job accidents and the occupational diseases and particularly, toprovide work environment ‘’free from work related diseases and the accidents.’’The enterprices are classifiedas threedifferent riskgroups,regarding tothe activities related healthand safety hazards are concerned. TheHOSPITALS are in the group of the ‘’MOST DANGEREOUS’’ or in the ‘’most risky organization’ Daha fazlası Daha az
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, akademisyen ve lisansüstü öğrencilerinin iç ve dış paydaşlarla birlikte ürettikleri bilimsel çalışmalarını, Akademik Açık Arşivi'nde dijital olarak yayınlayarak, ülke ve dünya genelinde bilim topluluğuna açık erişim sağlamaktadır.
Akademik Açık Arşivi'nde bulunan tüm kaynaklar, telif haklarına saygı gösterilerek ve açık erişim ilkeleri doğrultusunda yayınlanmaktadır.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi, bilimsel bilgiye erişimi kolaylaştırarak, araştırma sonuçlarını ve bilimsel yayınları geniş bir kitleye sunarak bilimsel gelişmelere katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.