The principal source for research the situation of the Ottoman cities in the XV and XVI th centuries are the tahrir registers. From these registers it is possible to fix the social and economic position of the people living in a region .
Homa and his environments the history descending to the early periods. • is entered on the Turkish domination in the XII th century, and on the Ottoman domination, definitively in 1429. After this date Homa, on the Ottoman sections, is a District depended on the Sancak of Kiitahya of the Anatolian Province. In the register, it is named same as Homa, same as t ...Daha fazlası
In this study the trend of prices were examined in the Karahisar-ı Sahib City in the middle of the XIX Th century. It is known that the inner and outer stability were not be able to reach in the Osmanlı State in the XVIII and XIX Th centuries. It is the causal high inflation. The high inflation affected the Karahisar-ı Sahih City, too. in the middle of the XIX Th century, the prices were seen instability. However, the prices were seen generally rose. Especially the prices of food were high between 1852 and 1854. This was the result of grasshopper invasion accrued at that time. As for the price ...Daha fazlası
Meltem Toksöz’ün bu çalışması, özellikle 1830’lu yıllardan itibaren büyük bir
sosyo-ekonomik dönüşüm geçiren Çukurova bölgesi üzerine yoğunlaşmaktadır ve
Adana-Tarsus-Ceyhan-Mersin ekseninde, bölgenin tarımsal üretiminin gelişimini ve
uluslararası ticarete eklemlenme sürecini çok katmanlı olarak ele almaktadır. Bu
noktada “çok katmanlılık” Toksöz’ün çalışmasında özel bir önem arz etmektedir.
Toksöz, Osmanlı tarih yazımında, 19. yüzyıl Osmanlı ekonomisinin tanımlanması
için kullanılan “bağımlılık” ve “dünya ekonomisine yabancı tüccarlar aracılığıyla
eklenme” gibi temel kavramların yenide ...Daha fazlası
Aydın sancağının bugüne kadar bilinen en erken tarihli defteri tarafımdan
Halil Beğ Defteri olarak adlandırılmak suretiyle yayımlanmış idi1. Kitabın neşrinden
sonra, Maliyeden Müdevver Defterler serisinde yer alan Biga Yaya defterinin
arkasında defterin bir parçasının bulunduğu dikkatimizi çekti2.Bu parça, bugüne
kadar Aydın defterleri ile ilgili çalışmaların hiç birisinde tanımlanmış değildir. Halil
Beğ defterini neşrederken sonuç kısmında ifade ettiğimiz gibi neşrettiğimiz kısım,
defterin padişah haslarına tahsis edilmiş olan kısmı olmalıydı. Bu deftere ait olmak
üzere yeni bulduğumuz ...Daha fazlası
XVI. yüzyıl başlarından XVII. yüzyıl ortalarına kadar yaklaşık yüz elli yıl devam eden
Osmanlı-Safevi mücadelesi başlıca iki coğrafyada cereyan etmiştir. Bunlardan biri
Irak-ı Arap, diğeri Kafkasya'dır. Kafkasya tarih boyunca pek çok açıdan önem
arzeden bir coğrafya olmuştur. Bu nedenle burası sürekli bir mücadele alanıydı.
Nitekim Osmanlı ve Safevi devletleri de baştan itibaren bu coğrafyayı elinde tutmak
istemiş, diğerine karşı burada üstünlük sağlamaya çalışmıştır. Bu makalede tarafların
1603'ten başlayarak XVII. Yüzyılın ilk yarısı boyunca Transkafkasya'daki mücadeleleri
ve bu husus ...Daha fazlası
Bu çalışma, Çerkes Memlûk Devleti’ni1 zayıflatmak için çeşitli yöntemler
uygulayan Haçlı kuvvetleri karşısında ayakta kalan Çerkes Memlûk Devleti tarihinin
önemli bir yönünü aydınlatmayı amaçlar. Kullanılan en bariz yöntem, Memlûkler
üzerinde Haçlı ekonomik ambargosunun dayatılması olmuştur.
Popüler tarihimizde önemli bir yer edinen Kösem Sultan’ın Hayatı birçok romana ve tiyatro oyununa konu olmuştur. Bu bağlamda Türkiye’de popüler tarihçiliğin öncülerinden olan Ahmet Refik Altınay ve Reşat Ekrem Koçu’nun tarihi romanları başta gelir. Son zamanlarda bir televizyon dizisine konu olan Kösem Sultan’ın hayatı üzerine dizinin etkisiyle olsa gerek peşi sıra romanlar yayınlanmaktadır. Akademik anlamda baktığımızda ise Kösem Sultan üzerine bu denli yoğun neşriyat bulunmamaktadır. Bu alanda son olarak yayınlanan dikkat çekici akademik incelemelerden bir tanesi de Özlem Kumrular tarafından ...Daha fazlası
Modernite, kadim epistemolojik geleneği ve tarih anlayışını yıkarak yerine akıl ve ilerleme kavramıyla inşa ettiği yeni bir bilim anlayışı getirdi. İnsanlığın akıl sayesinde iyiye ve mutluluğa ulaşacağına inanan bu yeni söylemin iki büyük dünya savaşı sırasında yol açtığı tahripkâr sonuçlar, modernitenin büyük anlatılarına karşı bir güvensizliğin doğmasına ve 19. yüzyılda modernleşme, ulus-devlet anlayışı ile gelişen tarihyazımının sorgulanmasına neden oldu. 20. yüzyılın ortalarında yapısalcılık, postyapısalcılık ve nihayet postmodernizmin modernitenin anlatılarına ve bilim anlayışına karşı be ...Daha fazlası
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yükümlülüklerimiz ve çerez politikamız hakkında bilgi sahibi olmak için alttaki bağlantıyı kullanabilirsiniz.